19. Hukuk Dairesi 2014/18816 E. , 2015/8215 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ... Ltd. Şti. arasında akdedilen 07.04.2007 tarihli ""faktoring ve fax sözleşmesi"" ile çeşitli tarihlerde mal satımından doğmuş ve faturaya bağlanmış olan alacağın müvekkili firmaya temlik edilmesi suretiyle faktoring işlemi yapıldığını, diğer davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili için davalılar aleyhine girişlen icra takibinin davalıların itirazı sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili firma tarafından dava dışı Sunlıght Teks. San... Ltd. Şti."ne bir takım tekstil ürünleri satıldığını ve satış bedeline karşılık olarak dava dışı şirketten alınan muhtelif tarihli ve bedelli toplam 5 adet çekin faktoring işlemine konu edildiğini, çeklerin ödenmemesi üzerine davacı yanca kambiyo yoluna mahsus icra takiplerine konu edildiğini, bilahare dava dışı keşideci ... hakkında iflas erteleme davasında verilen tedbir kararı nedeniyle şirket adına icra takibi yapılmasının engellendiğini, bunun üzerine davacı tarafından aynı alacak için sözleşmeye dayanılarak ilamsız icra takibine girişildiğini, aynı alacak üzerinden iki ayrı takip başlatıldığını, mükerrer takibin söz konusu olduğunu, geçerli bir faktoring işlemi yapılmadığını, davacının yönetmelik hükümlerine aykırı davrandığını bildirerek, davanın usul ve esastan reddini savunmuş ve % 40 oranında tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemişti.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı yanca İstanbul 8. İcra Müdürlüğü"nün 2008/6591 Esas, 2008/6592 E. ve 2008/6152 E. sayılı dosyalarından kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığı, bu takiplerde talep edilen alacağın 07.04.2007 tarihli faktoring sözleşmesinden kaynaklandığı, anılan takipler derdest iken davacı yanca aynı faktoring sözleşmesine dayalı olarak icra takibine girişildiği, bu hali ile tarafları, konusu ve sebebi aynı olan derdest takibin söz konusu olduğu, davalıların müşkerrer takip itirazlarının yerinde görüldüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2013/9906 E. 2013/14127 K: sayılı 18.09.2013 tarihli ilamıyla ""hükmün gerekçesinde mükerrer takipten söz edildiği ve derdest dava ile ilgili herhangi bir gerekçe bulunmadığı halde hüküm fıkrasında derdest dava olması nedeniyle davanın reddine şeklinde hüküm oluşturulması gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşmasına neden olup, bu durum HMK"nun 297. maddesine aykırı bulunduğundan dolayı kararın bozulmasına"" karar verilmiştir.
.../...
Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş davacı yanın üç ayrı icra takibi kapsamında toplam 108.000,00 TL tutarlı alacakla ilgili olarak davalı aleyhine kambiyo senetlerine dayalı takipler yaptığı, bu takipler sürerken aynı alacaklı ilgili davaya konu adi takibe girişildiği, yapılan her iki takipte de takip konusunun 07.04.2007 tarihli faktoring sözleşmesi bulunduğu, buna göre kambiyo yoluyla takipler devam ederken başlatılan davaya konu adi takibin aynı alacağa dayalı mükerrer takip olduğu saptandığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında faktoring sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşme kapsamında davalı yanca çekler verildiğinde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf alacağın tahsili yönünde çekleri icra takibine koymuş olup, asıl borçlu davalı şirket yönünden takipler çeklerin zamanaşımına uğradığından bahisle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bu kez davacı alacaklı temel ilişkiye dayanarak ilamsız icra takibi yapmış olup, 6098 sayılı TBK 133/2 maddesi uyarınca bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması yenileme sayılamayacağından alacaklının temel ilişkiye dayalı ilamsız icra takibi başlatmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacının temel ilişkide alacağını kanıtlaması halinde kambiyo yoluyla yapılan takipte tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla takibin devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.