Nitelikli hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sırasında; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesiyle İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye verilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleriyle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan ve yargı çevreleri belirlenen bölge adliye mahkemelerinin tüm yurtta 20/07/2016 tarihinde göreve başladıkları, aynı Kanunun "Bölge adliye mahkemelerinin görevleri" başlıklı 33/1. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin, adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak ile görevli oldukları, yine "Ceza dairelerinin görevleri" başlıklı 37/1. maddesi gereğince bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin, adli yargı ilk derece ceza mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak ile görevli olduğu,
Öte yandan, istinaf kanun yolunun 5271 sayılı CMK"nın Altıncı kitap ikinci bölümde düzenlendiği, üçüncü bölümde ise temyiz yasa yolunun düzenlendiği, CMK"nın 286/1. maddesindeki düzenlemeye göre, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümlerinin temyiz edilebileceği, bunun istisnalarının da maddenin devamında düzenlendiği,
Somut uyuşmazlıkta; İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 15/07/2014 gün ve 2013/350 E. 2014/282 K. sayılı kararı ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, mahkemeye yapılan ihbar sonrasında mahkemece 05/10/2017 gün ve 2017/29 E. 2017/427 K. sayılı karar ile hükmün açıklandığı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 06/12/2017 gün ve 2017/2727 E. 2017/2885 K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verildiği, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesince 29/01/2019 gün ve 2017/706 E. 2019/60 K. sayılı karar ile tekrar hükmün açıklanmasına dair karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 17/06/2019 gün ve 2019/838 E. 2019/1318 sayılı kararı hükmün bozulması üzerine İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesince 07/10/2019 gün ve 2019/433 E. 2019/713 K. sayılı karar ile hüküm verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği ve anılan kararın sanık müdafince istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince yerel mahkeme tarafından verilen hüküm verilmesine yer olmadığına dair kararın görevsizlik kararı mahiyetinde olduğundan bahisle görev uyuşmazlığının çözümü için 11/11/2019 gün ve 2019/3542 E. 2019/2391 K. sayılı kararı ile dosya Yargıtay"a gönderilmiş ise de; İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin hüküm verilmesine yer olmadığına dair kararının hukuki manada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7.Ceza Dairesinin bozma kararına karşı direnme hükmü niteliğinde olduğu, ceza yargılamasında kıyas mümkün ise de, mer"i kanunlarda ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi arasında görev ihtilafı çıkabilecek bir hususun bulunmadığı, kaldı ki CMK"nın "Direnme yasağı" başlıklı 284. maddesi uyarınca, itiraz ve temyize ilişkin hükümler saklı kalmak üzere bölge adliye mahkemesi karar ve hükümlerine karşı direnilemeyeceği; bunlara karşı herhangi bir kanun yoluna gidilemeyeceği, bu itibarla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin bozma ilamının kesin ve bağlayıcı nitelikte, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/10/2019 gün 2019/433 E. 2019/713 K. sayılı kararının da yok hükmünde olduğu anlaşılmakla, ortada Yargıtay tarafından çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunmadığından incelenmeyen dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 20/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.