17. Hukuk Dairesi 2015/16129 E. , 2018/9046 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davalı ... şirketi yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın 01/10/2010 tarihinde motosikletle seyreden ... çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile ... için 1.000,00 TL, baba Muzaffer için 1.705,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, ... için 30.000,00 TL, baba Muzaffer ve anne Zeliha için ayrı ayrı 10.000,00"er TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı ... şirketi ve ... Kazanları Gıda ve Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. vekilleri davanın reddini savunmuş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, maddi tazminat talebi yönünden; davalı ...Ş. açısından davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar Murat
... Çay Ocağı Kazanları Gıda Tekstil Sanayi Ticaret Ltd.Şti. açısından dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ... için 5.000,00 TL, Muzaffer için 2.500,00 TL ve Zeliha için 2.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... Çay Ocağı Kazanları Gıda Tekstil Sanayi Ticaret Ltd. Şti."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Yargılama aşamasında sigorta şirketi tarafından maddi tazminatın davacılara ödendiği, davacı vekilinin mahkeme huzurunda, ödeme nedeniyle sulh olduklarını bildirdiği ve bu talep yönünden hakkın özünden feragat edildiğine ilişkin herhangi bir beyan ya da belgenin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı ... şirketi yönünden de konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde red kararı verilmesi isabetli olmamıştır.
2-BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar ve olay tarihi, davacı ..."in yaşı, kusur durumu, maluliyet oranı gibi hususlar da dikkate alındığında, davacıların her biri için takdir edilen manevi tazminatların bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebebine göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Kabule göre; ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatlar yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de uygun bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.