Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3751
Karar No: 2017/4733
Karar Tarihi: 28.09.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/3751 Esas 2017/4733 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/3751 E.  ,  2017/4733 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar, 355 ada 5 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ... tarafından davalıya satış suretiyle devredildiğini, satış bedeli 1.000-TL olarak gösterilmiş ise de, taşınmazın gerçek değerinin bu bedelinin çok üzerinde olduğunu, mirasbırakanın satış tarihinde başka bir taşınmazının olmadığını, taşınmazın davalının baskıları sonucunda temlik edildiğini, işleminin mirastan mal kaçırmaya yönelik olduğunu belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, satış işleminden sonra miras haklarından feragat ettiğini, mirasbırakanın başka taşınmazlarının da bulunduğunu belirtrek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, mirasbırakanın denkleştirme amacıyla hareket ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, mirasbırakan ...’ın 4.2.2013 tarihinde öldüğü, geride davacılardan eşi ..., davacı kızı ..., davalı oğlu ... ile dava dışı ... ve ...’i mirasçıbıraktığı çekişme konusu 355 ada 5 parsel sayılı bağ vasıflı taşınmazın mirasbırakan tarafından 25.4.2012 tarihinde davalı ...’e 1000-TL bedelle satış suretiyle devredildiği, daha sonra taşınmazın ifraz görerek 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığı, her iki taşınmazın da arsa vasfı ile davalı adına tescil edildiği, davalı ile mirasbırakan arasında 26.04.2012 tarihinde noterde düzenlenen ‘’mirastan feragat sözleşmesi’’ başlıklı belgeye göre davalının mirasbırakandan nakit olarak aldığı 1000-TL bedel karşılığında dava dışı 355 ada 3 parseldeki saklı payı ile birlikte miras payından feragat ettiğini, mirasbırakanın diğer malvarlığındaki miras hakkını ise saklı tuttuğunu belirttiği, 355 ada 3 parsel sayılı taşınmazın halen mirasbırakan adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706 (yeni 782), Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan, gizlenen gerçek irade ile amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan, bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır.
    Öte yandan, miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını,mirasçıları arasında hoşgörü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa, mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı yoktur. Mirasbırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilemeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince; 26.04.2012 tarihli mirastan feragat sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımı ile yapılmadığından geçerli olduğu söylenemez.
    Öte yandan davacılar yapılan satışın bedelsiz ve muvazaalı olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmışlar, davalı ise mirasbırakanın dava konusu taşınmaz haricinde başkaca taşınmazları da bulunduğunu, temlikin mal kaçırma amaçlı olmadığını savunmuştur.
    Ne var ki mahkemece, yukarıda değinildiği üzere ve hükme elverişli olacak nitelikte bir inceleme, irdeleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, mirasbırakanın terekesinde bulunan tüm malvarlığının ve bu malvarlığının miktarı ile temlik edilen taşınmazın tüm malvarlığı içindeki oranının belirlenmesi, mirasbırakanın asıl amaç ve iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, toplanmış ve toplanacak tüm delillerin değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi