5. Ceza Dairesi 2016/667 E. , 2016/6538 K.
"İçtihat Metni"
Görevi kötüye kullanmak suçundan şüpheliler ..., ..., ..., ..., ..., ... isimli kişi, ..., ... isimli kişi ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/06/2014 tarihli ve 2013/63411 soruşturma, 2014/52131 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 24/03/2015 tarihli ve 2014/3416 Değişik İş sayılı Kararının;
Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre aynı zamanda dosya arasında bulunan Silifke Sulh Hukuk Mahkemesine verilen 30/01/2013 tarihli fen bilirkişisi raporuna göre dava konusu 2705, 2706, 2707, 2708, 2710, 2713, 2727, 2726, 2724, 2723, 2722, 2720 ve 2747 numaralı parsellerde hafriyat çalışması yapılmadığı, buna mukabil 2715 ve 2719 numaralı parsellerde hafriyat çalışması yapıldığının tespit edilmesi karşısında, hafriyat çalışmasından dolayı para alan kişiler dinlenilmeksizin eksik soruşturmaya dayalı olarak şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 12/11/2015 gün ve 94660652-105-06-8507-2015-23422/73792 sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"ndan tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
Yapılan soruşturmaya, toplanıp tartışılan kanıtlara, savunmaya, Silifke Sulh Hukuk Mahkemesinin yaptığı tespit üzerine düzenlenen 30/01/2013 tarihli fen bilirkişisi raporunda yapılan hafriyatın parasal karşılığı hakkında veya fazla ödeme yapıldığına ilişkin bir bilgiye yer verilmemesine, işin niteliği, gelinen aşama ve aradan geçen zaman nedeniyle toplanması istenen delillerin sonuca etkili bulunmamasına, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanat ve takdirine, dosya kapsamına göre 16/06/2014 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına ve buna yönelik itiraz üzerine verilen itirazın reddine dair kararların usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 24/03/2015 tarihli ve 2014/3416 Değişik İş sayılı Kararına yönelik Kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 21/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.