Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Samsun 8. İcra Müdürlüğünün 2010/8107 E. sayılı takip dosyası incelendiğinde; 10.11.2010 tarihli Örnek No:6 İcra emrinde "Bu takipte borçludan taksıtlı tıcarı kredıler, bankomat kredisi ve kredi kartlarından doğan borcun" talep edilmekte olduğunun açıklandığı görülmüştür .
1- Ticari krediler yönünden;İİK"nun 150/1 maddesine göre, hesap özetinin noter marifetiyle borçluya gönderildiğine dair noterden tasdikli bir örneği icra müdürlüğüne ibraz edildiği takdirde borçluya icra emri tebliğ edilir. Bunun için, ipotek akit tablosunun kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını içermesi şart değildir. Bu durumda borçluya icra emri gönderilmesi yasaya uygun bulunmakta ise de, aynı maddeye göre krediyi kullanan borçlunun noter marifetiyle 8 gün içinde hesap özetine itiraz ettiği ispat edildiği taktirde, krediyi kullandıran taraf İİK"nun 68/b maddesi çerçevesinde alacağını diğer belgelerle ispat edebilir. Borçlu 07.10.2010 tarihli ihtarname ile kendisine gönderilen hesap özetine süresinde itiraz etmiştir. O halde, alacaklıdan İİK"nun 150/1 ve 68/b maddeleri kapsamında belgeleri istenilip, bilirkişi incelemesi yaptırılarak yukarıdaki ilkelere göre borç miktarı saptanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
2- Bankomat Kredisi ve kredi kartlarından doğan borçlar yönünden ;
İİK"nun 68/b maddesinde;
Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır (bu fıkraya 17.07.2003 tarihinde 4949 Sayılı Kanun"un 18.maddesi ile eklenen cümlede). Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şeklide bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.
Süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir.
Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtamameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu kanunun 68.maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar. Krediyi kullanan taraf itiraz etmediği imzayı kabul etmiş sayılır.
Yine 17.07.2003 tarih 4949 Sayılı Kanun"la eklenen İİK"nun 150/ı maddesinde; Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muacce1 kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı yada ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 6SIb maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürlüğüne ibraz ederse icra müdürü 149.madde uyarınca işlem yapar. düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıdaki maddelerde, 4949 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikler bankalar lehine getirilmiş uygulamalar olup, borçluların, .cari hesabın kesilmesine, hesap özetine ve tazmin talebine ilişkin tebligatları almamak suretıyle takıbın başlatılmasını gecıktırmelerı onlenmış bulunmaktadır. Yapılan bu düzenlemelerle kredi sözleşmelerindeki adrese çıkarılan hesap özetlerine bir ay içinde itiraz edilmemesi halinde hesap özetinin içeriği takip hukuku yönünden kesinleşecektir. Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar İİK"nun 68/1.maddesinde belirtilen belgelerden sayılırlar. Borçlu, hesap özetinin gerçeğe aykınlığını ancak borcu ödedikten sonra genel mahkemece açacağı bir dava ile ileri sürebilecektir. Aynı şekilde İİK"nun 150/ı maddesi kapsamında ipotekli takiplerde tebligatın İİK"nun 68/b koşullarında yapılmış sayılması ve itiraz edilmemiş olması halinde ilamlı takip kesinleşmiş kabul edileceğinden icra mahkemesinin incelemesi, ancak borcun sona erdiği veya ertelendiği iddiaları yönünde olabilecek, borçlu yetkili mercilerce re" sen düzenlenmiş veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde, icra mahkemesinde yada mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edebildiği takdirde borcundan kurtulabilecektir.
Görüldüğü üzere ilgili hükümler bankalar lehine konulmuş ve borçlunun durumunu ağırlaştıncı niteliktedir. İtiraz edilmeyen bir ihtarname ile alacaklar 68"deki belge veya ilam niteliği kazanmaktadır.
Yasa koyucu bankalardan kredi kullanan bir kısım kredi (tüketici kredisi) lehtarını bu ağırlaştıncı hükümlerden ayrık tutmak amacını güttüğünden 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna 4822 Sayılı Yasa"nın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde; "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir." şeklinde tanımlandıktan sonra maddede bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları gibi farklı ve özel şartlara yer verilmiştir. Yasaya eklenen 101 A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten
sonra, kredi verenin yükümlülükleri aynı Yasa"ya 21.02.2007 tarihli 5582 Sayılı Yasa"nnn 24. maddesi ile eklenen 10lB maddesinde ise; "Konut Finansman Sözleşmeleri "nde bu yasa kapsamında değerlendirilerek konut finansman sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri borcun muaccel kılınabilmesini ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir. Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un kredi kartı ve "Konut Finansmanı Kredisi" gibi tüketici kredisi kullanan borçluları diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla getirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin yapılan özel sözleşmelerin şartlarında değerlendirilmesi gerekir. Tüketici Yasasına göre daha genel bir Yasa olan İİK"nun ilgili maddeleri (İİK 68/b, İİK 150/ı) bu özel yasanın kapsamında kalmayan krediler için uygulanabilir olup, yasa koyucunun anılan kredilere açıkça Tüketici Yasasında yer vermiş olması da, maksadının bu olduğunu ortaya koymaktadır. Aksinin kabulü halinde tüketici kredilerinde de İİK"nun 68/b koşullarında çekilen ihtarla başlatılan ilamsız veya ilamlı takip kesinleştirilmiş olacak, özel yasada düzenlenen muacceliyet ve temerrüt koşulları tartışılmadan alacağın tahsili, gayrimenkulün satışı gerçekleşecek tüketici, lehine getirilen yasa maddelerine rağmen diğer kredi borçıluları ile aynı koşullar da icra takibine muhatap kılınarak mağdur edilecektir. Bu durumda alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, alacağın muaccel olup olmadığı, ne miktarının tahsil edilebilir olduğu faiz miktar ve oranlarının tespiti, i tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektirir.
o halde İİK.nun 68/b ve İİK.nun 150/ı maddesinin tüketici kredilerinde uygulama olanağı yoktur.
Somut olayda, " Bankomat Kredisi ve kredi kartlarından doğan borçlar yönünden de" ipoteğe dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK.nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmiştir. Borçlu icra emrine itiraz ederek takibin iptalini istemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere alacağın varlığı ve miktarı 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından mahkemece " Bankomat Kredisi ve kredi kartlarından doğan borçlar yönünden "takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.