MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.09.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin mülkiyeti davalı Belediyeye ait bulunan 12093 parsel sayılı taşınmaz üzerinde gecekondusunun bulunduğunu, 04.02.1985 tarihinde tapu tahsis belgesi verildiğini, taşınmazın daha sonra imar uygulamasına tabi tutularak 7742 ada 15 ve 18 parsel numarasını aldığını belirterek tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Somut olaya gelince; davacıya tahsis edilen taşınmazın imar uygulaması sonucunda 15 ve 18 no"lu imar parsellerine ayrıldığı, davacıya yapılan tahsis 290 m2 iken % 35 DOP kesintisi sonucunda imar parselinden kalan 188,5 metrenin 177 m2 yüzölçümlü 15 no"lu parselden, bakiye kısmın ise 18 no"lu parselden hisseli olarak adına tesciline karar verildiği, yargılama sırasında 18 no"lu parselin davalı ... tarafından dava dışı ...."ya tapudan devredildiği ve karar tarihinden önce 22.04.2014 tarihinde dava dışı ....."nın maliki olduğu 7742 ada 29 no"lu parsel ile tevhit edilerek
müstakilen adına tescil edildiği, bu taşınmaz üzerine karar tarihinden sonra 01.10.2014 tarihinde "kesinleşmemiş mahkeme kararı vardır" şerhi konulmuş ise de bu şerhin konulduğu tarih itibariyle sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Davacı tarafından bu davada sadece tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu anlaşılmış olup kendisine tahsis edildiği halde tapuda 3. kişiye devredilen miktar için davalı Belediyeden tazminat talep edilebilir.
Bu durumda mahkemece davacının 18 no"lu parselle ilgili talebin reddine karar verilmesi gerekirken bu parsel yönünden de tescil talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.