Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından yapılan ilamlı takip ile takip dayanağı ilamda hüküm altına alınan yabancı faiz alacağının fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının istendiği görülmektedir.
B.K."nun 104. maddesi uyarınca ilamda hüküm altına alınsa bile (HGK"nun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-162 E., 163 K. sayılı kararı) faiz alacağına faiz yürütülemez. Öte yandan faizin fazla hesaplanması ve faize faiz yürütülmesi ilama aykırılık teşkil ettiğinden bu konudaki şikayet de süreye tabi değildir.
İlamda faize hükmedilmediğine göre, asıl alacak olan 7.200 USD"na, karar tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4-a maddesi uyarınca kamu bankalarının USD cinsinden açılmış 1 yıllık mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranları üzerinden faiz hesaplanması gerekir. Bu durumda mahkemece, borçlunun kısmi ödemeleri B.K."nun 84. maddesi uyarınca mahsup edilmek suretiyle yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, ilama aykırı şekilde ve yasal dayanağı olmaksızın aylık %15 üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.