11. Hukuk Dairesi 2016/1367 E. , 2017/3033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/09/2015 tarih ve 2014/1924-2015/718 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili bankanın ... Üniversitesi Şubesi tarafından davalının çocuğunun eğitim giderlerinin finansmanı için kredili mevduat hesabı açıldığını, bu hesaptan davalının çocuğunun okuduğu üniversitenin taksitlerinin ödendiğini, kullanılan krediden dolayı müvekkili bankanın 14.534,43 TL alacaklı olduğunu, borçlunun krediyi bankaya ödememesi üzerine kredi hesabının kat edildiğini, borçlunun keşide edilen ihtarnameye rağmen krediyi ödenmediğinden dolayı, T.C. Merkez Bankası KMH kredileri için ilan ettiği %58 faiz oranı ile davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacı bankaya borcu bulunmadığını, ihtarnamede imzaladığı iddia edilen 25.08.2005 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi adında bir sözleşme imzalanmadığını, eğitim kurmunun taksitlerini kendisi tarafından ödendiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 14.03.2006 tarihinde Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme çerçevesinde davacının davalı adına dava dışı kuruma havale yoluyla ödeme yaptığı, davacı banka ve dava dışı kurum tarafından sunulan belgelere göre davacı bankanın 2006- 2007 eğitim yılına ilişkin 1.185,00 TL x 9=10.665,00 TL ödeme yapıldığı, sözleşmenin 86. maddesinde davalı adına 3. kişilere (kuruluşlara) mevduat ve kredili mevduat hesabından ödeme yapılması yani havalenin, davalının verdiği veya vereceği havale emrine bağlandığı, fakat dosyada davalı tarafça davacıya ödeme yapılmasına ilişkin havale talimatı verildiğine dair delil sunulmadığı, ödeme yapıldığı belirtilen dava dışı kurumdan da bu hususa ilişkin delil ibraz edilmediği, bu durumda yapılan ödemelerin ancak vekaletsiz iş görme hükümleri kapsamında olduğu, davalının sunduğu kendisinin ödeme yaptığına dair 3 faturanın bu döneme ilişkin olmadığı, diğer faturanın da açık fatura olması nedeniyle ödeme yapıldığına delil olamayacağı, 27.02.2007 tarihinde davalı tarafından bankaya 5.900,00 TL para yatırıldığı, bu ödemenin davalı kuruma davacı tarafından ödenen ve bilirkişi raporunda hesaplanan 10.665,00 TL"den düşülmesi suretiyle davalının ana para borcunun 4.765,00 TL olduğu, borcun kaynağı olarak sözleşmeden kaynaklanan bir talep söz konusu olamayacağından, zira vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde alacağın varlığı değerlendirildiğinde bu hukuki ilişkide ticari işlerdeki temerrüt faizi talep edilebileceği 16.03.2008 temerrüt tarihinden itibaren 12.12.2010 dava tarihine kadar hesaplanan 2.631,07 TL temerrüt faizi ve 133,55 TL BSMV talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava kredi alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece; davalının çocuğunun okul taksitlerinin ödendiği, kredili mevduat hesabından yapılan ödemeler için Bankacılık Hizmet Sözleşmesinin 86. maddesi gereğince davalı tarafından verilen bir talimat bulunmadığı, bu nedenle davacı ödemesinin vekaletsiz işgörme olduğu ve vekaletsiz işgörme hükümlerine göre davacının ancak yasal temmerrüd faizi isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak dosya içerisinde bulunan sözleşmenin 86. maddesi "... ilgili kişiler ve-veya kuruluşlara karşı doğmuş ve doğacak olan tüm borçların, bu konuda vermiş olduğu talimatı yazılı olarak geri almadığı sürece .... düzenli olarak ödenmesini ... kabul ve beyan ettiği" şeklindedir. Sözleşme hükmüne göre verilen talimatın yazılı olarak geri alınması gereklidir. Uyuşmazlık konusu kredili mevduat hesabı incelendiğinde, bu hesabın açıldığı tarihten itibaren hesaptan sadece okul taksitleri ödendiği görülmektedir. Ayrıca davalının kendisinin de bu hesaba para yatırmak suretiyle çocuğunun okul taksitlerini ödediği ve hesap hareketlerine göre hesabın sadece bu nedenle açıldığı göz önüne alındığında, davalının okul taksitlerinin ödenmesi konusunda talimat vermiş olduğu açıktır. Verilen talimatın geri alındığını da ileri sürülmemiştir. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında mahkemece temlik eden bankanın yapmış olduğu ödemelerin vekaletsiz iş görme olarak kabul edilip yasal temerrüd faizinin uygulanması doğru görülmemiştir. Ayrıca bir an için böyle olduğu kabul edilse dahi hesap kredili mevduat hesabı olduğundan bu tür hesaplara diğer bankaların uyguladığı faiz oranı belirlenip bu oranın uygulanması gerekir. Mahkemece bu durumda işbu davaya konu kredili mevduat hesabının davalının çocuğunun okul taksitlerinin ödenmesi amacıyla açıldığı ve sözleşmenin imzalanması aşamasında davalının ödeme talimatı verdiği ve bu talimatı geri aldığını da savunmadığı göz önüne alınarak söz konusu sözleşme hükümleri doğrultusunda hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.