23. Hukuk Dairesi 2014/10439 E. , 2015/5867 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/55-2013/339
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait olan işletimi müvekkili şirket uhdesinde bulunan "H.. A. Kabul Tesisinin" yapılan ihaleler sonucunda 22.05.2006-11.05.2009 tarihleri arasında davalı şirket tarafından işletildiğini, tesis işletmesinde çalıştırılmak üzere işe alınan işçilerin iş akitlerinin 11.05.2009 tarihinde davalı şirket tarafından feshedilmesi üzerine işçiler tarafından işçilik alacaklarının tahsili amacıyla açılan davaları sonucunda verilen kararların kesinleştiğini bu kararlara dayalı olarak Fatih 3. İcra Müdürlüğünce ilamın icra takibine geçildiğini ve 23.10.2012 tarihinde müvekkili tarafından bu dosya için toplamda 281.505,32 TL tutarında ödemede bulunulduğunu, takibe dayanak ilamlarda müvekkili şirket ile davalı şirketin müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına hükmedildiğini, bu nedenle ödenen işçilik hakları için müvekkilinin davalıya rücu hakkının bulunduğunu, kesin teminatın irad kaydedilmesi ve cari hesap alacağının mahsubundan sonra bakiye 183.700,00 TL"nin ödenmesi hususunda davalının ihtar edilmesine rağmen ödemede bulunulmadığını ileri sürerek, 180.000,00 TL alacağın 23.10.2012 ödeme tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin şirketin davacı şirketin alt işvereni olduğunu, yapılan işle ilgili 26 işçinin çalıştırıldığını, işçilerle yapılan iş sözleşmelerinin de belirli süreli olduğunu, ancak 29.05.2009 tarihli açık ihale usulünde ihaleyi başka bir firmanın alması neticesinde müvekkili şirketin işten el çektirildiğini, müvekkili ile belirli süreli iş sözleşmesi imzalayan işçilerin iş akitlerinin davacı şirket tarafından feshedildiğinden tazminat sorumluluğunun da müvekkili şirkete ait olmayıp işyerini devralan davacı şirkete ait olduğunu, iş mahkemesinin müşterek sorumluluk kararlarının şirketler arasında ödeme yükümlülüğünü doğurmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin 36. maddesi gereğince ve rücu ile ilgili bir düzenleme bulunmadığından BK"nın 166 ve 167. maddeleri doğrultusunda, işçilerin özlük hakları konusunda 4857 sayılı Kanun"un 2/6 maddesine göre sorumlu olan üst işveren davacının, ödemiş olduğu tazminat bedellerini kesinleşmiş yargı kararları ile işçilere karşı sorumluluğu belirlenmiş bulunan davalıdan rücuen isteyebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.