5. Hukuk Dairesi 2018/12389 E. , 2019/6092 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 28/11/2017 günü aleyhine temyiz olunan davacı idare vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden temyiz eden bir kısım davalılar vekili ile diğer davalının yokluklarında duruşmaya başlanarak davacı idare vekilinin sözlü açıklamaları dinlenip 2.kez verilen geri çevirme kararı üzerine gelen dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... vd. vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. ... mahallesi 451 ada 1 parsel ve 452 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülmek suretiyle, dava konusu 451 ada 1 parsel üzerindeki ağaçlara da yaş cins ve verim durumlarına göre maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Alınan rapor, zemin bedeli yönünden hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu"nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tesbiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Dairemizin 2015/12550 Esas sayılı dosyasında aynı emsalle aynı mahallede ve yakın mevkiideki 404 ada 14 parsel sayılı taşınmaza aynı ifadelerle yola da cepheli olmasından bahisle emsalden 2,10 kat değerli bulunarak 2014 yılı itibariyle 200 TL/m2 değer biçildiği, dosyamızda ise hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın, emsal alınan taşınmaza göre yola ve il merkezine daha yakın olduğu belirtildiği halde, başkaca bir gerekçe gösterilmeden emsal parselden (1,25) kat daha değerli olduğu belirtilerek 120 TL/m2 bedel belirleyen rapor, emlak vergisine esas m² bedelinin de 150 TL olduğu gözetildiğinde inandırıcı görülmemiştir.
Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılıp, dava konusu taşınmaz ile bilirkişi raporunda somut emsal olarak esas alınan taşınmazların, belediye binası, hükümet konağı, adliye, belediye binası, vb. merkezi yerlere ve birbirlerine olan uzaklıkları halihazır şehir haritası üzerinde fen bilirkişisine işaretlettirildikten sonra, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ve taşınmazın bulunduğu mahallede düzenleme ortaklık payı kesintisinin ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden sorulup, vergi değerleri de karşılaştırılmak suretiyle değer biçilip alınacak bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dava konusu 452 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümüne ve meyve ağaçlarının sayısına göre kapama meyve bahçesi olarak kabulü ile 2014 yılı resmi birim fiyatlarına göre net meyve gelirine göre değer biçilip, zemine ekilebilecek münavebe ürünlerinin net gelirine göre biçilen değer düşülmek suretiyle ağaç bedellerinin tespit edilmesi gerektiği halde, bu yönteme uyulmadan hesaplama yapmaksızın maktuen değer biçilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 02/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.