11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/12360 Karar No: 2016/8443 Karar Tarihi: 14.12.2016
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/12360 Esas 2016/8443 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi, bir kişinin resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine ilişkin bir kararı inceledi. İlk olarak, sanığın alt soyu üzerindeki yetkiler yönünden koşullu salıverilme veya hapis cezasının infazının tamamlanması gerektiği konusunda hatalı bir uygulama yapıldığının belirtilmesi ile mahkumiyet hükmü onandı. Ancak dolandırıcılık suçu konusunda ise, mahkemenin eksik araştırma yaptığı ve sanığın hukuki durumunu belirlemeden mahkumiyet kararı verdiği belirtildi. Ayrıca, sanığın savunmasına göre kısmi ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmaması ve ceza yasağına uygun infaz uygulamasının gözetilmemesi nedeniyle karar bozuldu. Kanun maddeleri olarak, TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi, TCK’nun 168/4. maddesi ve 5237 sayılı Yasa'nın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
11. Ceza Dairesi 2016/12360 E. , 2016/8443 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet
I- Resmi belgede sahtecilik suçu bakımından kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, alt soyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II- Dolandırıcılık suçu bakımından kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince; 1) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün, 8/69 sayılı kararı ile buna uyumlu Daire kararlarında da açıklandığı üzere, önceden doğan bir borç veya önceden doğan bir zarar nedeniyle sonradan bono düzenlenip verilmesi halinde, borç daha önce oluştuğundan bono ile arasında nedensellik bağı bulunmayacağı, zarar veya borç kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmayacağı cihetle; sanığın "müşteki ile açık hesap yöntemiyle çalıştıklarını, suça konu bonoyu yapılan hesaplama sonucu ortaya çıkan borcuna karşılık bir ay sonra müştekiye verdiğini" savunması karşısında, müşteki duruşmaya çağrılarak suça konu bononun önceden doğan borç nedeniyle verilip verilmediği konusunda beyanı alınıp varsa bu konudaki deliller de araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, 2) Kabule göre de; a) Sanığın "eski borcuna karşılık biraz nakit verdim" şeklindeki savunması karşısında, kısmi ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılıp, kısmi ödemenin varlığı halinde kısmi ödemeye muvafakati bulunup bulunmadığı müştekiden sorularak sanık hakkında TCK"nun 168/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı, b) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, alt soyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.