23. Hukuk Dairesi 2015/6627 E. , 2015/5858 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesi
(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla )
TARİHİ : 03/06/2015
NUMARASI : 2014/307-2015/167
Taraflar arasındaki genel kurul kararlarının ve seçiminin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, 86 numaralı ortağı bulunduğu davalı kooperatifin genel kurul toplantısının çağrı ve ilanda belirtildiği şekilde 28.06.2014 tarihinde toplandığını, söz konusu genel kurul toplantısına iştirak hakkını haiz ortaklar listesinde toplam 288 ortağın yer aldığını, ortaklar cetvelini bizzat katılmak suretiyle 15 ortağın imzaladığını, yasal çoğunluk sağlanamadığı anlaşıldığından Bakanlık Temsilcilerince düzenlenen bir tutanak ile toplantının 13.07.2014 tarihine ertelendiğini, 28.06.2014 tarihli birinci toplantının erteme yolu ile devamı olan ikinci genel kurul toplantısının çağrı ve ilanda belirtilen şekilde 13.07.2014 tarihinde çoğunluk aranmaksızın toplandığını, bu toplantıda genel kurul toplantısına iştirak hakkına sahip ortak sayısının 342"ye yükseltildiğine tanık olduğunu, 288 kişiden ibaret olan ortaklar listesine ilave edilen ikinci listede ise 54 kişinin yer aldığını, bu bağlamda konuya ilişkin olarak gerek kooperatif yöneticileri ve gerekse bakanlık temsilcileri nezdinde 54 kişinin kooperatif ortağı olması durumunda ertelenen ilk ortaklar toplantısında neden yer almadıklarını ileri sürerek itirazda bulunduğunu, yaşanan hukuk dışı bu işlemlere karşın toplantı gündeminde yer alan açılış ve saygı duruşundan sonra divan heyetinin teşekkülü işlemine geçildiğini, divan başkanlığı için ortaklarca iki ayrı önerge sunulduğunu, kooperatif yöneticilerinin de imzası bulunan birinci önergede divan başkanlığına Süleyman Gümüşay"ın, ikinci önergede ise (davacının) kendisinin aday gösterildiğini, ayrı ayrı yapılan oylamada birinci önergenin genel kurul toplantısına iştirak hakkını haiz olmayan 26 kişinin de vermiş olduğu oy desteği ile toplam 55 oy ile kazandığını, divan heyetinin teşekkülü için yapılan oy kullanma işleminde genel kurul toplantısına katılma hakkını haiz ortak sayısının 69 olduğunu, fakat genel kurul toplantısına katılma hakkını haiz olmayan 26 kişi de dahil olmak üzere toplam kullanılan oy sayısının 95 olduğunu, davaya konu olayda karar yeter sayısının 48 olduğunu, usulsüz oluşmuş divan teşekkülünün de toplantıda alınan diğer kararların da yok hükmünde doğmasını sağlayacağını ileri sürerek, genel kurul toplantısında alınan kararlar ile yapılan seçim işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı kooperatifin genel kurulunun 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"na ve anasözleşmeye uygun olarak gerçekleştirildiğini, genel kurulun anılan Kanun"un 45, 49, 51 ve 52. maddelerine uygun olarak yapıldığını, kooperatif genel kuruluna katılan ortakların tümünün genel kurul toplantısına katılma hakkını haiz olduğunu, iddia olunan 26 üyenin 20.07.2013 tarihli genel kurul kararı ile üye olarak alındığını, bu nedenle ortaklığı olmayan şahısların genel kurula katıldığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, genel kurul kararlarının divan seçimi dışında oybirliğiyle alınmış olduğunu, alınan kararlarda davacının itiraz ve muhalefet şerhi bulunmadığını, davacının iddia ettiği ortaklar listesinin (hazirun cetveli) farklılık göstermesi durumunun hepsinin fiziken tek listede yer alamamasından kaynaklandığını savunarak, davanın usul ve esas yönünden reddine karar
verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 13.07.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısındaki karar nisabının 57 oy olduğu, divan heyeti seçiminde yarışan iki listenin de bu oy oranını yakalayamadığı, buna rağmen usulsüz bir şekilde divan heyeti oluşturulduğu, usulsüz olan divan heyeti kontrolünde geçen genel kurulda alınan kararların mutlak butlanla batıl olacağı gerekçesiyle, genel kurul kararlarının ve yapılan seçimin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, genel kurul kararlarının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 45/2. maddesi, "Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4 ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır." hükmünü; aynı Kanun"un 51/1. maddesi ise, “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” hükmünü içermektedir. Dosyada mevcut anasözleşmenin 60/1. maddesinde, "...Toplantının gerçekleştirildiği tarihten 3 ay evvel kooperatife kaydolmuş ortakların 1/4"ü, ortak sayısının 5000"in üzerinde olan kooperatiflerde ortakların 1/50"sinin bulunduğu anlaşılınca başkanlık divanı seçimine geçilir. Toplantıya katılan ortakların çoğunluğu ile toplantıyı idare edecek bir başkan, bir başkan vekili, en az birer katip ve oy ayırıcısı seçilerek başkanlık divanı oluşturulur ve gündemin diğer maddelerine geçilir." hükmüne, 60/3. maddesinde, "Birinci toplantıda çoğunluk sağlanmadığı takdirde, ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak ikinci toplantının yapılabilmesi için asgari ilgili kanunda belirtilen kurucu ortak sayısı kadar ortağın katılımı şartır." hükmüne, yine anasözleşmenin 62. maddesinde, "Kararlar hazır bulunan ortakların çoğunluğu ile alınır." hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, TBK"nın 26 ve 27. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır.
Öte yandan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Aynı hüküm uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Ancak, anılan hüküm uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz ise de bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılması zorunludur. Aynı Yasa"nın 98. maddesi yollamasıyla TTK"nın 361/son maddesi hükmüne göre, oylama sonucuna etkisi olabilecek kişiler, somut olayda iddia edildiği gibi, katılmaması gerekip te katılan ve olumlu oy kullanan kimseler olup, davalı kooperatif bu iştirakin karara müessir olmadığını ispatlarsa, bu katılım sonuca etkili olmayacağından, bu halde iptal isteminin aynı madde uyarınca reddi gerekir. Diğer anlatımla, katılmaması gerekenlerin karara katılması sonucu etkiler ise butlan nedeni değil, iptal nedenidir. Somut olayda, dava süresinde açılmış olup, toplantıya katılmamaları gereken kişilerin karara katılımının tüm kararlarda sonuca etkisi bulunduğu iddia edildiğinden, muhalefet şerhi koşulu aranmamalıdır.
Dava konusu genel kurulun, 28.06.2014 tarihli 1. toplantıda çoğunluk sağlanamadığından ertelendiği, 13.07.2014 tarihinde erteleme sonrası toplandığı, tutanağa göre 342 kayıtlı ortaktan 110 ortağın toplantıya katıldığı, ilk oylamaya ilişkin genel kurulun 3. gündem maddesinde divan başkan ve üyeleri ile ilgili iki ayrı listenin oylamaya sunulduğu, 56 oy alan birinci listenin divan heyeti olarak seçildiği, ikinci listenin 40 oy aldığı, buna göre divan listelerinin oylandığı sırada salonda 96 ortağın bulunduğu, çekimser oy kullanıldığı tespitine yer verilmediği, dolayısıyla diğerlerinin toplantı salonunu terkettikleri anlaşılmıştır.
Anasözleşmenin 62. maddesinde yer alan "Kararlar hazır bulunan ortakların çoğunluğu ile alınır." hükmü, anılan maddenin bütünü TBK’nın 19. maddesi hükmü gereğince yorumlandığında ağırlaştırılmış nisap getirme amacıyla konulmamış olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Hazirun cetveli, genel kurul toplantısına iştirak eden ortaklara toplantıya katıldıklarını imzaları ile tasdik imkanı veren bir belge olup, hazirun cetvelinde imzası bulunanlara toplantıyı sonuna kadar izleme ve kararlara katılma yükümlülüğü getiren yasal veya sözleşmeye dayalı bir düzenleme mevcut değildir. Yasa ve anasözleşmede belirlenen toplantı nisabını etkilememek kaydıyla (somut olayda etkilemediği görülmektedir, esasen dava konusu ikinci toplantıda nisap aranmamaktadır.) toplantıya katılan ortakların bir bölümünün genel kuruldan ayrılması mümkün bulunduğundan, karar nisabının da her gündem maddesinin oylamasına katılan kişiler üzerinden belirlenmesi gerekmektedir. Dava konusu divan listelerinin oylanması sırasında oylamaya 96 kişinin katıldığı, karar nisabının da bu sayıya göre belirlenmesi gerektiği, seçilen listenin 56 oy alması karşısında gerekli karar nisabının oluştuğu anlaşılmış olup, mahkemece hazirun cetvelinde imzası bulunanların sayısına göre, seçilen liste yönünden karar nisabının oluşmadığının kabulü hatalı olmuştur.
Ne var ki, mahkemece davacının, ortak olmayan 26 kişinin toplantıya katıldığı, bu hususun karar nisabını etkilediği yolundaki iddiası ile ilgili herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davacıdan dava konusu genel kurula katılma hakkını haiz olmadığını iddia ettiği 26 kişinin isimleri ve katılma hakkının hangi nedenle bulunmadığı ile ilgili açıklama alındıktan sonra, davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgelerinin öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter kayıt ve belgelerin incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılmaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise, Ticaret Sicil Memurluğu"ndan, mümkün olmazsa ilgili Bakanlık İl Müdürlüğünden davalı kooperatifin genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri getirtildikten sonra kooperatif uygulamalarında uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak, usulsüz olarak ortaklık kaydı yapılsa dahi genel kurul tarihinde, ihracı kesinleşmeyen ortakların genel kurula katılabileceği ve kooperatif anasözleşmesinin genel kurul toplantılarına toplantı tarihinden üç ay öncesine kadar üye olanların katılma hakkı bulunmadığını öngören 37. maddesi gözetilerek, davacının, ortak olmayan kişilerin toplantıya katılarak oy kullandığı ve bu katılımın sonucu etkilediği yolundaki iddiası ve davalı vekilinin aksi yönündeki savunması ile ilgili rapor alınıp, katılımın karar sonucunu etkilemesi halinde divan heyeti seçimine ilişkin karara, dolayısıyla oybirliği ile alınan diğer kararlara yönelik karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Kabule göre, mahkemece dava konusu kararların mutlak butlanla batıl olduğu tespit edildiğine göre genel kurulda alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ ; Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.