14. Hukuk Dairesi 2015/18268 E. , 2016/4409 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.11.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 12.04.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı ..., paydaş olduğu 1 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşlarının paylarını satış yoluyla davalılara devrettiğini ileri sürerek, önalım nedeniyle payın adına tescilini istemiş, ıslah dilekçesiyle de gerçek bedelin her bir pay için 390.000,00 TL olduğunu belirtmiştir.
Davalı, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, bedelde muvazaa olmadığını, fiili taksim bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen ücüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Somut olayda dava konusu taşınmaz tapu kayıtları incelendiğinde davacı ..."nın taşınmazda malik, paydaş olmadığı görülmüştür. Davacı vekili replik dilekçesinde paydaş ............ yararına dava açıldığını ancak maddi hata yapılarak şirket temsilcisi ... isminin yazıldığını belirterek şirket tarafından düzenlenen vekaletnameyi sunmuştur.
Bir davada taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Dava dilekçesinde davacı ile davalı olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir.
Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir (Aktif husumet).
Uyuşmazlık; taraflardan birinin gerçek taraf sıfatının bulunmaması; yani, gerçek davacının dava açmamış olması halinde davanın sıfat yokluğundan dolayı (esastan) reddi gerekirken sıfat yokluğundan dolayı reddedilmeden önce, gerçek taraf sıfatına sahip olan kişi davaya dahil edilerek (taraf değiştirilerek) davaya devam edilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
HMK’nın "Tarafta iradî değişiklik" başlıklı 124/1 maddesi gereğince, davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.
Somut olayda, davacı replik dilekçesinde taşınmazda paydaş olan davacı şirket yararına dava açıldığını, dava dilekçesinde şirket temsilcisinin adının hatalı olarak yazıldığını belirterek 08.01.2014 tarihinde dava dışı şirket tarafından düzenlenen vekaletnameyi sunmuş ve şirket adına davaya devam edilmesini istemiş ise de; önalım hakkını kullanmak isteyen dava dışı ............ Türk Ticaret Kanununun 573 ve devamı maddelerinde tanımı ile yasal hak ve yükümlülükleri saptanmış bir tüzel kişiliktir. Basiretli bir tacir olan şirketin bir davada taraf sıfatının bulunup bulunmadığını bilebilecek konumda olup maddi hata nedenine dayanması hayatın olağan akışına uygun değildir. Dolayısıyla, davacı ...’nın taşınmazda paydaş olmaması nedeniyle önalım hakkı bulunmadığından davanın aktif dava ehliyeti yokluğu gerekçesiyle reddi gerekir.
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
12.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.