10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/24717 Karar No: 2018/2407 Karar Tarihi: 22.03.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/24717 Esas 2018/2407 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/24717 E. , 2018/2407 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298"inci maddesinde, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu belirtilmiştir. Kısa karar, bir davayı sona erdiren temyizi mümkün olan son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Asıl olan kısa karardır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararında buna uygun olarak düzenlenmesi gereklidir. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, aralarında çelişki bulunmaması gerekir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgili olup, hükmü temyiz etmeyen yönünden de sonuç doğurması gerekeceği gözetilerek, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir. Davaya konu somut olayda; 03.04.2015 tarihli kısa karar ile “Davacının davasını ispatladığı anlaşılmakla; davacının kabulü ile 20.02.2012 tarihli 161 takip kartı nolu, 2004/52 takip nolu ödeme emrinin mükerrer olması nedeniyle iptaline” karar verilmiş iken, gerekçeli kararda farklı ödeme emirlerinin iptali sonucunu doğuracak şekilde, “20.02.2012 tarihli 161 takip kartı nolu 2004/010409 - 2004/010410 takip nolu ödeme emirlerinin mükerrer olmaları nedeniyle ayrı ayrı iptallerine” hükmedilmiştir. Mahkemece kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin yukarıda açıklanan usul ve kanun hükümlerine aykırı şekilde verilen kararın bozulması gerekmektedir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.