Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/569 Esas 2018/2404 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/569
Karar No: 2018/2404
Karar Tarihi: 22.03.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/569 Esas 2018/2404 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/569 E.  ,  2018/2404 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Dava, yersiz ödenen ölüm aylıklarının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davalının 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı babası üzerinden ölüm aylığı alırken, kendisinin 01.12.2000 tarihinde Bağ-Kur sigortalısı olması nedeni ile Kurumca, ölüm aylığının kesilerek, bu tarihten itibaren yersiz olarak ödenen aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebi ile açılan iş bu davada, Mahkemece, davalının Kuruma borcu olmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Anayasa"nın 37. maddesine göre, "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz". 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. maddesine göre, "Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir." 114/c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir." Bu yasal çerçevede, görev konusunun, mahkemelerce her aşamada resen gözetilmesi gerekir.
    İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu"nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
    Davaya konu somut olayda; icra takibine konu yersiz ölüm aylığı alacağının yasal dayanağının 1479 ve 5510 sayılı Yasalar olduğu anlaşılmakla, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca söz konusu davada iş mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeksizin, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek, karar verilmesi bozmayı gerektirmektedir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yanılgılı değerlendirme sonucu mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.