Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3359
Karar No: 2021/806
Karar Tarihi: 10.02.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/3359 Esas 2021/806 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/3359 E.  ,  2021/806 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.09.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacı, yola cephesi bulunmayan 799 parsel sayılı taşınmazı lehine geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
    Mahkemece, 799 parsel sayılı taşınmaz yararına 798 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına dair verilen ilk kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 23.10.2014 tarih, 2014/6707-11635 E.- K. sayılı ilamı ile “ Hükmü temyiz eden davalı ..."ya gerekçeli kararın usulüne şekilde tebliğ edilmediği mahkemece 13/12/2013 tarihli ek kararla belirlenmiştir. Bu nedenle gerekçeli kararın yeniden tebliğe çıkarılması gerekirken, temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine, kararın davalıya tebliğine karar verildiği görülmekle yerinde olmayan temyiz talebinin reddine ilişkin 13/12/2013 tarihli 2011/427 Esas 2013/148 Karar sayılı ek karar kaldırılarak dosyanın esasının incelenmesine geçildi. Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Mahkemece 16/04/2012 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek 20/04/2012 havale tarihli krokideki B seçeneğinden geçit kurulmasına karar verilmişse de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Davacının 799 sayılı parselinden batıya doğru davalının 798 sayılı parselinin güneydoğu köşesinden başlayarak bu parselin güneybatı köşesindeki bina arasında kalan kesiminden geçit kurularak genel yola ulaşılmasının mümkün olup olmadığı araştırılmamıştır. Ayrıca bu seçenek uygun olmadığı takdirde üçgen şeklindeki eni 1.93 metre olan yol boşluğunun meyilli olması da gözetilerek iş makinalarıyla makul sürede emek sarfedilerek kuzeydeki 798 sayılı parselden tamamlanmak suretiyle geçit kurulup kurulamayacağı konusunda inceleme yapılarak ve belirtilen yerlerden genel yola ulaşım sağlayabilecek farklı alternatifler belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda “davanın kabulü ile 799 parsel sayılı taşınmaz yararına 800 parsel sayılı taşınmaz aleyhine kadastro ve ziraat bilirkişilerinin sunmuş olduğu 02/03/2016 tarihli rapordaki krokide A harfi ve kırmızı renk ile gösterilen 31,06 m2"lik alanda Geçit Hakkı Tesisine” karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak Geçit İhtiyacı” veya “Geçit Yoksunluğu” ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmazlar kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “Kesintisizlik İlkesi” denilir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    Somut olayda: mahkemece 799 parsel sayılı taşınmaz yararına 800 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı tesisi yönünde hüküm kurulmuş ise de 800 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin usulüne uygun şekilde davaya dahil edilmediği görülmüştür. Hissedarlardan ...’nun ölü olduğu anlaşıldığından mirasçılık belgesi getirtilerek mirasçılarına tebligat yapıldığı ancak bu mirasçılardan ... ve ...’ya yapılan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, adına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK"nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece; adı geçen mirasçıların usulüne uygun tebligat yapılmak suretiyle davaya dahil edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek taraf teşkili sağlanmaksızın ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 10/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.Başkan

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi