1. Hukuk Dairesi 2017/3570 E. , 2017/4675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-TAZMİNAT
Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, yıkım tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat istemlerine ilişkin olup, birleştirilen dava elatmanın önlenmesi, tazminat ve ileride oluşacak müdahalenin önlenmesi isteklerine ilişkindir.
Asıl davada davacı, 129 ada 109 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, davalıların kullandığı 129 ada 74 ve 75 parsel sayılı sınır komşusu taşınmazlarda davalıların duvar yapmak ve ana yola set çekmek suretiyle ana yoldan akan suların yönü değiştirilerek taşınmazına akıttıklarını ileri sürerek, duvarın yıkılmasına, vaki müdahalelerinin meni ile taşınmazın kullanım bedeli ve suyun verdiği zararlar için şimdilik 20.000TL tazminatın tahsilini istemiştir.
Asıl davada davalı birleştirilen davada davacı ..., 74 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, davalıların izinsiz hafriyat dökerek heyelana sebep olduğunu, sınır boyunca uzanan duvarın yıkıldığını ve çevresel hasarların oluştuğunu, bu nedenle şimdilik 10.000TL zararın tazmini ile hafriyatın kaldırılması, ileride oluşacak tecavüzün önüne geçmek için set veya başka suretle tecavüzün önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü ile 24.04.2012 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde C harfi ile gösterilen 1.80m2 yüzölçümündeki davalı ve karşı davacılara ait duvarın yıkılarak müdahalenin önlenmesine, birleştirilen davanın ise kısmen kabulü ile aynı bilirkişi raporunda davalı ve karşı davacılara ait ... köyü 129 ada 75 parsele A harfi ile gösterilen 38.50 m2 ve 74 nolu parsele B harfi ile gösterilen 225.50 m2 yüzölçümündeki taşınmaza davacı ve karşı davalılar tarafından dökülen harfiyat toprağının kaldırılarak müdahalenin önlenmesine, 9.590,82 TL maddi tazminatın davacılar ve karşı davalılardan alınarak davalılar ve karşı davacılara ödenmesine, arazi eğiminin toprak örtüsü kazılarak azaltılması ya da arazinin taraçalandırılması taşınmazın kenarından geçen su tahliye hattının betonarme bir yatakla ıslah edilmesi ve taşınmaz üzerine harfiyat dökülmemesine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 129 ada 109 parsel sayılı 21.336,69 m2 miktarlı fındıklık nitelikli taşınmazın 1371/2048 payının ... adına satış suretiyle 22.11.2011 tarihinde, 129 ada 74 parsel sayılı 11.580,88 m2 miktarlı fındıklık nitelikli taşınmazın 24/168 payının ... adına intikal işlemiyle 11.07.1995 tarihinde tescil edildiği, taraflar dışında başka paydaşlarında bulunduğu, yol yapımı sırasında çıkarılan harfiyatın 129 ada 109 parsel sayılı taşınmaza döküldüğü, ayrılmış kaya parçalarından oluşan toprak kütlesinin hareket ettiği ve 74 parsel sayılı taşınmazın bahçe duvarının yan yatmasına neden olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması zorunludur.
Ne var ki; asıl dava yönünden davacının dilekçesinde tazminat talebi bulunduğu halde mahkemece bu konuda bir karar verilmemiştir.
Öte yandan; elatma olgusu haksız bir eylem olup, Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünden kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarının haksız fiil kimin tarafından gerçekleştirilmiş ise, ona karşı açılacağı, başka bir ifade ile husumetin 6100 sayılı HMK. nun 50. (1086 sayılı HUMK.’nun 38.) maddesi hükmü uyarınca eylemi yapan kişiye yöneltilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Başka bir deyişle, davanın haksız eyleme sebebiyet veren kişi ya da kişilere karşı açılması zorunludur.
Somut olayda ise, birleştirilen dosya yönünden dava dışı Belediye tarafından dökülen hafriyatın zarara sebep olduğu gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca; asıl davada davacının tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Asıl dava davacısı, birleştirilen dava davalıları vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.