Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlular vekili 19.01.2010 tarihli dilekçesiyle, takip dosyasında çeke dayalı takipte dosyanın 6 aydan fazla işlemsiz bırakıldığı iddiasıyla zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonunda, 25.01.2009 tarihinde mevduat haciz talebi,  14.04.2009 tarihinde İİK.l00. maddesi uyarınca yazışmalar olduğu, 03.09.2009 tarihinde de haciz istendiğinden bahisle zamanaşımı dolmadığından istemin reddine karar verilmiştir.
TTK"nun 726.maddesine göre çeklerde zamanaşımı süresi 6 aydır. Takip dayanağı belgeler aynı yasanın 692. maddesi koşullarına göre düzenlenmiş çek vasfındadır.
Somut olayda, takibin kesinleşmesinden sonra 25.01.2009 tarihinde haciz işlemi yapıldığı, bu tarihten sonra 03.09.2009 tarihine kadar zamanaşımını kesen başka bir işlem yapılmadığı görülmektedir. Mahkeme kararının aksine 14.04.2009 tarihinde İİK"nun 100.madde ile ilgili yazışmalar yapılması takibin devamına yönelik olmayıp, zamanaşımını kesen işlemlerden de değildir. O halde İİK.nun 71. maddesinin göndermesi ile aynı kanunun 33/1. maddesi hükmü uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.