20. Hukuk Dairesi 2016/689 E. , 2017/6885 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında parsel sayılı taşınmaz, taşınmazın beyanlar hanesine “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılmıştır ve taşınmaz eylemli ormana dönüşmüştür” belirtmeleri yazılarak 1983,76 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı, dava konusu taşınmazın 5 yıldır zilyedliğinde olduğunu, taşınmazın beyanlar hanesinde yazılı bulunan "eylemli orman haline dönüştüğü" şeklindeki tesbitin iptali ile dava konusu taşınmazın ..."ın kullanımında olduğu şeklinde yazılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, tamamının eylemli orman haline dönüştüğünün tesbit edildiği, bu nedenle, zilyedlikle kazanma olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi ile, dava konusu, yiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.03.2014 tarih 2014/1312-2924 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında; ""Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; davacı dava konusu taşınmazın kendi zilyedliğinde olduğu iddiasıyla dava açmış olduğundan, öncelikle, tarafların dayandığı deliller toplanmalı, taşınmaz başında keşif yapılarak tanık ve mahalli bilirkişi beyanları dinlenmeli, teknik bilirkişilere inceleme yaptırılmalı ve taşınmazın eylemli orman olup olmadığı açıkça belirlenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu nedenle; mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede halen ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu eliyle keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurularak, taşınmazın fiilen orman niteliğinde olup olmadığı araştırılmalı, eylemli orman niteliğinde olan ve olmayan kısımları var ise, bu kısımlar ayrı ayrı belirlenmeli ve fennî bilirkişiye eylemli orman niteliğinde olan kısımları gösterir şekilde infaza elverişli kroki çizdirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekli iken, keşif ve inceleme yapılmaksızın, yetersiz araştırma ile hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır"" denilmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu 919 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline, Tutanağın beyanlar hanesindeki şerhin iptaline, beyanlar hanesine, “6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır. Taşınmaz ve üzerindeki meyve ağaçları mirasçıları ..., kullanımdadır” şerhinin yazılmasına, karar verilmiş hüküm davalılar temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun ek-4 maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Yörede 1986 yılında 766 sayılı Tapulama Kanununa göre yapılan arazi kadastrosu ve 6831 sayılı Kanun kapsamında yapılarak 26.05.2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile 17.08.2012 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 3402 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen ek-4 madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının harç alınmasına yer olmadığına 26/09/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.