20. Hukuk Dairesi 2016/794 E. , 2017/6882 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine, asli müdahillerden Orman Yönetimi, ... ve arkadaşları ile ... ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu parsel sayılı taşınmaz yabancılardan kişilerden kaldığı gerekçesiyle yüzölçümü ile tarla ve kavaklık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, beyanlar hanesinde ise 21 adet zeytin ağacı ..."a aittir şerhi bulunmaktadır; 920 sayılı parsel yabancılardan kişilerden kaldığı gerekçesiyle 2990 m² yüzölçümü ile tarla vasfıyla adına tespit edilmiş, beyanlar hanesinde ise 13 adet zeytin ağacı ..."a aittir şerhi bulunmaktadır.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; Körfez mevkiinde niza konusu 918 parsel İzmir karaburun yolunu da içine alan 01.04.1936 tarih 2 sıra tapu kaydı kapsamında kaldığını, Karaferye mübadillerinden ve müştereklerine 1721 sayılı Kanun uyarınca tefviz edildiğini, kayıtta fazlası Hazineye ait diye bir kaydın mevcut olmadığını, bu tapu kaydının 13.03.1962 tarihinde 3, 4 ve 5 sıra nolar ile üç parçaya bölündüğünü, 5 sıra nolu tapu kaydı kapsamındaki zeytin ağaçlarından 385 zeytin ağacının müvekkili ..."a satılmış ve adına tescilin yapılmış olduğunu, Hazinenin, müvekkilinin tapulu yerinden idari yoldan bir tapu oluşturarak bir kayıt tesis ettiğini ve bu kaydın mükerrer olduğunu ve bunun iptali gerektiğini, zeminin başkasına, ağaçların başkasına aidiyeti düşünülemeyeceği parsel hakkında Hazine adına yapılan tespitin iptali ile bu parselin müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiş; yine davacı ... vekili Esasına kayıtlı dava ile mevkii 920 sayılı parselin de yukarıda belirtilen tapu kaydı ve gerekçelerle müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir,
Davacılar sayılı parsele ilişkin olarak bu parseli murislerinin satın aldığını bu nedenle kendileri adına tescilini istemişler; yine davacılar sayılı parsele ilişkin olarak, bu parselin murislerinin adına kayıtlı 29.09.1970 tarih 9 sıra tapu kaydının içinde kaldığını, bu nedenle adlarına kayıtlı 919 sayılı parsel ile tefrik edilen 920 sayılı parselin 919 sayılı parselle birleştirilerek kendi adlarına tescilini istemişler;
Davacılar ile arkadaşlarıda dava konusu 918 ve 920 sayılı parsellerin miras bırakanlar tarafından atın alındığını iddia ederek kendileri adlarına tescilini istemişler,
Orman Yönetimi de davalara müdahil olarak, dava konusu parsellerin orman olarak tescilini istemiştir.
-2-
2016/794 - 2017/6882
Mahkemece tüm dosyalar birleştirildikten sonra; davacıların ve müdahil Orman Yönetiminin davasının reddine, 918 sayılı parselin tespitteki vasfı ve yüzölçümü ile adına tapuya kayıt ve tesciline; 920 sayılı parselin tespitteki vasfı ve yüzölçümü ile adına tapuya kayıt ve tesciline üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının mirasçıları ... ve ..."e ait olduğunun Kadastro Kanunun 19/2. maddesi gereğince kütüğün beyanlar hanesinde belirtilmesine karar verilmiş, hüküm davalı , aslî müdahillerden Orman Yönetimi, ... ve arkadaşları ile ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanununa göre orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanununla değişik 2/B çalışması 13.07.1981 tarihinde ilân edilmiş, ancak eldeki dava nedeniyle kesinleşmemiştir. Arazi kadastrosu ise 1974 yılında yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, dava konusu taşınmazların davacıların dayandığı tapu kayıtları kapsamında kalmadığı Hazinenin sunduğu tapu kaydı kapsamında kaldığı ve uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu gibi kesinleşmeyen tahditte de, orman sınırları dışında bulunduğu, 920 sayılı parsel üzerindeki ağaçlarında 3402 sayılı Kanunun 19. maddesi gereğince beyanlar hanesinde gösterilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 26/09/2017 günü oy birliği ile karar verildi.