23. Hukuk Dairesi 2014/9870 E. , 2015/5837 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2014
NUMARASI : 2013/555-2014/440
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı M.. K.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı kooperatif temsilcileri, davacı kooperatifin, davalılar ve dava dışı üç kişilik yönetim kurulu ile birlikte dokuz üyesi bulunduğunu, kooperatifin dokuz araçla yolcu taşımakta iken, İlçe Trafik Komisyonu"nun kararıyla çalışma izninin sekiz araca düşürülmesi üzerine, kooperatifçe hazırlanan liste aleyhine listeye giremeyen üyelerin açtığı davalar sonucu kooperatif başkanlığı ve üyeleri arasında kargaşa yaşandığını ileri sürerek, çalışmasına izin verilecek sekiz üyenin belirlenmesini ve hangi üyenin üyelikten çıkartılacağına karar verilerek muarazanın giderilmesini talep ve dava etmiş; 23.06.2008 tarihli celsede, davadan vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
Davalı M.. K.. vekili, davacı kooperatif yöneticilerinin haksız olarak müvekkilini hazırlanan listeye almadığı gibi, kooperatif üyeliğinden de ihraç ettiğini, açtıkları dava sonucu ihraç kararının iptal edildiğini savunarak, son üye olan kişinin kooperatiften çıkarılarak muarazanın giderilmesini istemiştir.
Davalı M.. E.., davaya cevap vermemiştir.
Diğer davalılar, açılan davadan sonra genel kurul yapıldığını, taraflar arasında uzlaşma sağlandığını, vazgeçmeye bir diyeceklerinin olmadığını beyan etmişlerdir.
Mahkemece, yönetim kurulunca bir karar verilmesi durumunda bunun iptali talebiyle açılan davanın yargılama konusu yapılabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin ve davalı M.. K.. vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 29.05.2013 tarih ve 2678 E, 3602 K. sayılı ilamıyla, mahkemenin muarazanın giderilmesi yönünde alabileceği kararlar üyelerden birinin çıkarılması ile sınırlı olmadığından bu gerekçede isabet bulunmadığı, tüm üyelerin doğrudan hukukunu etkileyen bu davanın, önce genel kurula gidilmeden doğrudan mahkemeye açılarak muarazanın giderilmesi isteminde güncel bir hukuki yarar bulunduğu, davacı kooperatif yönetim kurulu başkanı ve üyesi olan davacılar 23.06.2008 tarihli duruşmada, davalılardan M.. K.."nun üyeliğini askıya aldıklarını, dokuz aracın çalışması için izin verilirse üyeliğini aktif hale getireceklerini beyan ederek davadan vazgeçmiş iseler de, muarazanın tarafı olan adı geçen yöneticilerin bu beyanının muarazayı çözecek nitelikte olmayıp yeni muaraza sebebi yarattığı, bu nedenle mahkemece, taraflar arasında husumet çatışması olduğundan kooperatife kayyım atanmasının isabetli olduğu, bu durumda mahkemece, dokuz üyesi olan taşıma kooperatifinin İlçe Trafik Komisyonu"nca sekiz araç için çalışmasına izin verilmesi karşısında, taşımanın nasıl yapılacağı konusunda gerekirse taşıma kooperatiflerindeki uygulama yönünden bilirkişi incelemesi de yapılarak anasözleşmeye uygun aylık ya da haftalık sıra yapılması gibi veya başka bir çözüm bulunarak muarazanın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığı çözmeyecek şekilde yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı, öte yandan, davada taraf olmayıp, dava tarihinde yönetim kurulu üyesi olan C. E."in de muarazanın tarafı ve hakları etkilenecek kişi olması sebebiyle, kooperatifin tüm üyelerini gösterir liste getirtilerek dava dışı kalan başka üyeler varsa C.E. ve bu kişiler hakkında dava açmak üzere davacı kooperatif temsilcisi veya kayyıma süre verilip, açılan davanın bu dava ile birleştirilmesi sağlandıktan sonra uyuşmazlığın esasının çözümü gerektiğinin düşünülmemesinin de doğru olmadığı belirtilerek, bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamına göre; davalı M.. K.."nun kooperatif üyesi olmadığı, adı geçen davalının kooperatiften ihraç edildiği, ihraç kararının kendisine ve vekiline noter kanalı ile tebliğ edildiği, kooperatif anasözleşmesinin 14. maddesine göre ihraç kararına karşı üç ay içerisinde itiraz edilmediğinden kararın kesinleştiği, ayrıca yapılan araştırmalarda da kooperatif üye sayısının 8 olarak tespit edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı M.. K.. vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı M.. K.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 16. maddesi “ Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü; ihraç kararının tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesi "Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinde muhatabın bulunmama nedeninin araştırılması ve tebliğ belgesinde gösterilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme getirilmemiş ise de, önce muhatabın aranması, muhatabın tevziat saatinde o yerde bulunmadığının ancak aynı gün tevziat saatinden sonra döneceğinin tespiti halinde kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine tebligatın yapılması gerekmektedir.
Tebligat Kanunu"nun 20. maddesinde, tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için "13,14,16,17 ve 18. maddelerinde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21. maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13,14,16,17 ve 18. maddelerinde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılır. "hükmüne; Yönetmeliğin 29. maddesinde, "21, 22, 23, 25, 26 ve 27. maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları veya tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır." hükmüne yer verilmiştir.
Dosya kapsamından, davalı M.. K.."nun ihracına ilişkin 05.09.2013 tarih 19702 yevmiye sayılı ihtarnamenin muhatabın bulunmaması sebebiyle aynı konutta birlikte ikamet ettiğini beyan eden dayısı imzasına tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
İhraç kararının tebliğine ilişkin belgede muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığına ilişkin anılan 20. ve 29. madde hükümlerinde aranan bir açıklamaya yer verilmediği gibi, muhatabın evine aynı gün döneceğine ilişkin anılan 16 ve 25. madde hükümleri bakımından gerekli olan bir tespite de yer verilmediği görülmüştür. Tebligat Kanunu"nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliğin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da tebliğ belgesinde bulunmamaktadır. Bu tebligat, Tebligat Kanunu"nun 16, 20; Yönetmeliğin 25, 29 maddeleri hükümlerine uygun yapılmış değildir. Diğer yandan, ihraç kararının M.. K.."nun vekiline de tebliğ edildiği gerekçesine de dayanılmış ise de, vekille takip edilen işler kapsamında olmadığından vekile yapılan tebligata sonuç bağlanmaması gerektiği gibi, esasen muhatabın bulunmadığına ilişkin bir tespite de yer verilmediğinden, anılan vekile yapılan tebligat, Kanun"un 17, Yönetmeliğin 26. maddesine uygun olmadığından, usulsüzdür.
Bu durumda mahkemece, usulsüz tebligat nedeniyle davalı M.. K.."nun üye, dolayısıyla toplam üye sayısının dokuz olduğunun kabulü ile bozma ilamı doğrultusunda uyuşmazlığın esasının incelenmesi, (şayet yargılama aşamasında davalı M.. K.."ya usulüne uygun ihraç kararı tebliğ edilmesi durumunda ihraç kararına karşı genel kurula itiraz edilip edilmediğinin ya da mahkemeye dava açılıp açılmadığının araştırılması, ihraç kararının kesinleşmesinin beklenmesi, itiraz edilmesi ya da dava açılması durumunda ise sonuçlanmasının beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi) gerekirken, ihraç kararına karşı itiraz yoluna gidilmeksizin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16. maddesinde yer alan diğer tercihe göre doğrudan dava açılabileceği hususu da gözardı edilerek, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak davalı M.. K.."nun ihraç edilmiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı M.. K.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı M.. K.. yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.