Ceza Genel Kurulu 2016/896 E. , 2016/382 K.
"İçtihat Metni"Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 05.11.2013
Sayısı : 285-727
Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanığın beraatine ilişkin, Erbaa Asliye Ceza Mahkemesince verilen 02.12.2010 gün ve 58-495 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 10.09.2012 tarih ve 107306 sayı ile, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılabilmesi amacıyla dosya mahalline iade edilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iade yazısı üzerine duruşma açarak yargılama yapan Erbaa Asliye Ceza Mahkemesince verilen sanığın beraatine ilişkin 29.11.2012 gün ve 466-574 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 11.07.2013 gün ve 12610-19367 sayı ile;
"02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı ‘Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki’ Kanunun geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, ‘yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı karar verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi’ olduğu değerlendirilip, anılan Kanunun geçici 2. maddesi gereğince; öncelikle, sanığa ‘süresi içinde doğan zararı giderdiği takdirde hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği’ hususunda bildirimde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 05.11.2013 gün ve 285-727 sayı ile;
"...30.10.2012 tarihinde sanığa kurumun zararını 02.07.2012 tarihinden itibaren 6 ay içerisinde tazmin suretiyle giderdiği takdirde hakkında açılan kamu davasının ortadan kaldırılacağı yönünde meşruhatlı davetiye çıkartılmış, sanık buna rağmen kurumun zararını karşılamamıştır. Ayrıca 29.11.2012 tarihli celsede sanık, 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ile TCK"nun 163/3 ve 168/5. maddelerinin uygulanması ihtimaline binaen alınan ek savunmasında, kurumun zararını gidereceği yönünde herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Yargıtay 2. Ceza Dairesinin bozma gerekçesinde yapılan değişikliğin sadece kurum zararını belirtilen süre içerisinde karşılayanlar hakkında uygulanması durumudur. Oysa ki, mahkememizin 58-495 sayılı ilamında beraat alan sanığa "kurum zararını öde" diye diretmek sanığın aleyhine olan bir husustur. Kaldı ki beraat kararı ceza verilmesine yer olmadığına dair karara göre daha lehedir. Çünkü beraat kararında sanığın üzerine atılı suçu işleyip işlemediği bile sabit değilken, ceza verilmesine yer olmadığına dair kararda sanığın üzerine atılı suçu işlediğini kabul edip, yasadan kaynaklanan sebeplerden dolayı sanığa ceza verilmemesi söz konusudur. Ayrıca sanığın suçu işlediğini kabul edip, ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verdiğimizde, TCK"nun 168/5-son maddesi uyarınca sanık ikinci bir kez karşılıksız yararlanma suçunu işlediğinde TCK"nun 168/5. maddesinden ikiden fazla yararlanamayacağı belirtilmiştir. Bu husus da sanığın aleyhine olacaktır. Tüm bu hususlar sebebiyle beraat kararının sanığın lehine olduğu" gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2016 gün ve 91240 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan, sanığa katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İnceleme konusu dosyada, sanığın beraatine ilişkin hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece; sanığa katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yerel mahkemece; "...30.10.2012 tarihinde sanığa kurumun zararını 02.07.2012 tarihinden itibaren 6 ay içerisinde tazmin suretiyle giderdiği takdirde hakkında açılan kamu davasının ortadan kaldırılacağı yönünde meşruhatlı davetiye çıkartılmış, sanık buna rağmen kurumun zararını karşılamamıştır. Ayrıca 29.11.2012 tarihli celsede sanık, 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ile TCK"nun 163/3 ve 168/5. maddelerinin uygulanması ihtimaline binaen alınan ek savunmasında, kurumun zararını gidereceği yönünde herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Yargıtay 2. Ceza Dairesinin bozma gerekçesinde yapılan değişikliğin sadece kurum zararını belirtilen süre içerisinde karşılayanlar hakkında uygulanması durumudur. Oysa ki, mahkememizin 58-495 sayılı ilamında beraat alan sanığa "kurum zararını öde" diye diretmek sanığın aleyhine olan bir husustur. Kaldı ki beraat kararı ceza verilmesine yer olmadığına dair karara göre daha lehedir. Çünkü beraat kararında sanığın üzerine atılı suçu işleyip işlemediği bile sabit değilken, ceza verilmesine yer olmadığına dair kararda sanığın üzerine atılı suçu işlediğini kabul edip, yasadan kaynaklanan sebeplerden dolayı sanığa ceza verilmemesi söz konusudur. Ayrıca sanığın suçu işlediğini kabul edip, ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verdiğimizde, TCK"nun 168/5-son maddesi uyarınca sanık ikinci bir kez karşılıksız yararlanma suçunu işlediğinde TCK"nun 168/5. maddesinden ikiden fazla yararlanamayacağı belirtilmiştir. Bu husus da sanığın aleyhine olacaktır. Tüm bu hususlar sebebiyle beraat kararının sanığın lehine olduğu" şeklinde önceki hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
İlk hükümde yer almayan bu yeni ve değişik gerekçe Özel Dairece denetlenmemiş olup, Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bir konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanuni imkân bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Erbaa Asliye Ceza Mahkemesince verilen 05.11.2013 gün ve 285-727 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.