10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/828 Karar No: 2018/2387 Karar Tarihi: 22.03.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/828 Esas 2018/2387 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/828 E. , 2018/2387 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, 15.11.1996 - 30.10.1999 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin iptal edilmesi sebebiyle davalıya bağlanan aylığın kesildiği ve yersiz ödenen aylıkların 5510 sayılı Kanunun 96. madde hükümlerine göre tahsiline ilişkindir. Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın % 20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, davacı alacaklı Kurum yararına, davalının icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu husus da karar verilmemesi usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Hükümde yer alan “icra inkar tazminatı talebinin reddine,” ibaresinin silinmesi ile yerine “Hüküm altına alınan tutarın % 20"si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacı Kuruma verilmesine,”ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.