11. Ceza Dairesi 2016/1296 E. , 2016/8356 K.
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13.01.2016 gün ve 2015-634/2258 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05/02/2016 gün ve 2016/22842 KYB sayılı ihbarnamesi ile;
Mühür bozma suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 203/1, 43/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.740,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ...4. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/02/2011 tarihli ve 2009/307 esas, 2011/189 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ...9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/04/2011 tarihli ve 2011/327 değişik iş sayılı kararının “Dosya aslı, bağlantılı dosya olan ...11. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2015 tarihli ve 2011/528 esas, 2015/252 sayılı kararını kapsayan dosya arasında Yargıtay’a gönderilmiş olduğundan onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz hukukî bir sonuç doğurmadığı, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi hâlinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi uyarınca mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği ve söz konusu hükmün açıklanmasından sonra kanun yollarına tâbi olduğu kabul edilmekte ise de; Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 06/02/2014 tarihli ve 2013/33244 esas, 2014/1694 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun başdenetçi ve denetçilerin niteliklerini düzenleyen 10. maddesinin (f) bendinde “ 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına ya da affa uğramış olsa veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olsa bile Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının birinci kısmının bir ve ikinci bölümündeki suçlar, Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, millî savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile yabancı devletlerle olan ilişkilere karşı suçlardan veya zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.” şeklindeki düzenleme ile son zamanlarda yapılan kanun değişiklikleri ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına hukukî sonuç bağlandığı gibi, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilerek 5 yıl boyunca denetim süresine tabi tutularak özgürlüğünün kısıtlanması, yaptırımlara tabi tutulması da İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesinde adil yargılanma hakkı başlığında düzenlenen,
"1. Her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleriyle ilgili nizalar gerek cezai sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan, kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının mâkul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkını haizdir.
Hüküm aleni olarak verilir, şu kadar ki demokratik bir toplulukta âmme intizamının veya millî güvenliğin veya ahlâkın yararına veya küçüğün menfaati veya dâvaya taraf olanların korunması veya adaletin selâmetine zarar verebileceği bazı hususi hallerde, mahkemece zaruri görülecek ölçüde, aleniyet dâvanın devamınca tamamen veya kısmen Basın mensupları ve halk hakkında tahdid edilebilir.
2. Bir suç ile itham edilen her şahıs suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar masum sayılır.
3. Her sanık ezcümle:
a) Şahsına tevcih edilen isnadın mahiyet ve sebebinden en kısa bir zamanda, anladığı bir dille ve etraflı surette haberdar edilmek,
b) Müdafaasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olmak,
c) Kendi kendini müdafaa etmek veya kendi seçeceği bir müdafii veya eğer bir müdafi tâyin için mali imkânlardan mahrum bulunuyor ve adaletin selâmeti gerektiriyorsa, mahkeme tarafından tayin edilecek bir avukatın meccani yardımından istifade etmek,
d) İddia şahitlerini sorguya çekmek, veya çektirmek, müdafaa şahitlerinin de iddia şahitleriyle aynı şartlar altında davet edilmesini ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek,
e) Duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından meccanen faydalanmak,” şeklindeki düzenlemeye aykırı olduğu,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 90. maddesi uyarınca “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarda kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde AİHS iç hukukumuzun uyulması zorunlu bir parçası olduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kanun yararına bozma konusu olacağı anlaşılmakla,
Somut olayda sanık ... hakkında her ne kadar mühür bozma suçundan mahkumiyet kararı verilmiş ise de, mahkumiyete esas alınan mühürleme tutanaklarının incelenmesinde sanığın ... Cad. No: 116... adresinde yer alan inşaata ilişkin olarak 12/09/2008 tarihinde... Belediyesi tarafından yapı tatil tutanağı düzenlendiği ve tutanakta İmar Kanunu’nun 32. maddesine göre mühür işlemi tesis edildiği ifadesine yer verildiği, daha sonra 10/10/2008 ve 28/10/2008 tarihlerinde düzenlenen yapı tatil tutanaklarında ise mührün bozulduğu tespitine yer verildiği, ancak mühür bozmaya konu olan 12/09/2008 tarihli tutanakta imzası bulunan tutanak mümzilerinin tanık sıfatıyla alınan ifadelerinde sadece yapı tatil zaptını inşaat mahalline astıklarını beyan ettikleri, tanık ...’nun ise mühürleme işlemi yaptıklarını hatırlamadığını beyan ettiği, tanık beyanlarının çelişkili olduğu, sanığın savunmasında yapı tatil tutanaklarından inşaat bittikten sonra haberi olduğunu ve mühürleme yapıldığından haberi olmadığını beyan ettiği, aynı inşaata ilişkin olarak yapılan başka bir yargılama sonucunda ...11. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2015 tarihli ve 2011/528 esas, 2015/252 sayılı kararında “Her ne kadar sanık hakkında mühür bozma suçundan cezalandırılması içinde dava açılmış ise de, inşaatta yapı tatil zaptı ve mühür görmediği yolundaki sanığın savunması, 28/10/2008 ve 23/09/2010 tarihli her iki yapı tatil zaptını düzenleyen zabıt mümzisi tanık Baki Demir"in de inşaat mahallinde fiziki mühür yapmadıklarını belirtmesi ve tüm dosya içeriği karşısında bozulduğundan bahsedilecek bir mührün olmadığı, bu itibarla mühür bozma suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından” şeklinde ifadelere yer verilerek aynı biçimde meydana gelen mühür bozma eylemine ilişkin beraat kararı verildiği cihetle, kanun yararına bozma talebine konu olan inceleme konusu dosyada da mühür bozma suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek beraat kararı verilmesi amacı ile itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, ...4. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/02/2011 tarihli ve 2009/307 esas, 2011/189 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ...9. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/04/2011 tarihli ve 2011/327 değişik iş sayılı kararının CMK"nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden, yüklenen suç yasal unsurları oluşmadığından sanığın beraatine, cezanın çektirilmemesine, müteakip işlemlerin mahallinde ikmaline, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 13.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.