12. Ceza Dairesi 2018/1758 E. , 2019/11448 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi kötüye kullanma
Hüküm : TCK’nın 257/2, 62/1, 51/1-3-6-7-8. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Görevi kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan, katılan vekilinin ise taksirle öldürme suçundan sanığın cezalandırılması ve lehe hükümlerin uygulanmaması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın Özel ... Hastanesinde Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yaptığı, olay gecesi saat 12.00 sıralarında, uzman nöbetçi doktor olarak hastanede bulunduğu sırada 63 yaşındaki erkek hastanın yanında eşi ile birlikte acil servise, “nefes darlığı ve göğüs ağrısı” şikayeti ile başvurduğu, sanık doktorun talimatı ile hastaya oksijen, teobeg serum verildiği, EKG’sinin çekildiği, EKG de kalp hızının yüksek olması nedeni ile kardiyoloji doktoru ile telefonla görüşerek onun önerisi üzerine hastaya diltizem verildiği, hastanın şikayetlerinin devam etmesi üzerine gerginlik yaşayan hasta yakını tarafından, hastanın başka bir hastaneye götürüldüğü sırada yolda fenalaştığı, gece 01.30"da Afyon Devlet Hastanesine kardiak arrest olarak girişinin yapıldığı, hastanın damar yolu açılarak entübe edildiği, uygulanan CPR (kalp masajı)"ye hastanın yanıt verdiği, devlet hastanesinin kardiyoloji yoğun bakımında yer olmaması nedeni ile ambulans ile Uşak ... Park Hastanesine “anterior myokard enfarktüs” tanısı ile sevkinin yapıldığı, ... Park Hastanesine saat 04.30"da girişi yapılan hastanın solunum ve kalp atımının olmaması nedeni ile 45 dakika boyunca CPR yapıldığı, CPR"ye yanıt vermeyen hastanın saat 05.30 itibari ile Ex duhul olarak kabul edildiği olayda;
İstanbul Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulunun 05.12.2012 tarihli 4640 karar nolu kararında da; “....hastaya kalp krizi tanısı koyamaması nedeni ile Uzman Dr. ...’ın uygulamasının tıbben uygun olmadığı, hastanın yaşı itibari ile myokard enfarktüsünün erken tanı ve tedavisi başlanılmış olması durumunda da ölüm meydana gelebileceği tıbben bilindiği cihetle, söz konusu gecikme olmaksızın kişiye erken tanı konularak tedavisi başlanılmış olması durumunda da kurtulmasının kesin olmadığı oy birliğiyle mütalaa olunur” şeklindeki raporu karşısında; sanığın eylemi ile netice arasında illiyet bağının kesin bir şekilde kurulamadığı, bu nedenle sanığın taksirle öldürme suçundan sorumlu tutulamayacağı; TCK"nın 257/2. maddesinde "ihmali davranışla görevi kötüye kullanma" suçunun düzenlendiği ve özetle "....görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan kamu görevlisi..." tanımına yer verilmekte olup, sanık doktorun, özel bir hastanede görev yaptığı bu nedenle kamu görevlisi olmadığı ve özel bir kanun ile de kamu görevlisi olarak sayılmadığı hususları dikkate alındığında; sanığın ceza hukuku açısından TCK’nın 257/2. maddesinde hükmolunan görevi kötüye kullanma suçunun da faili olamayacağından beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.