11. Hukuk Dairesi 2016/7291 E. , 2017/2992 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davada verilen 28.05.2015 gün ve 2015/551 sayılı karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, saklanmak üzere tevdi edildiği tarafından temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, dosya için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, başvuruda bulunarak, ile sigortalanan 2011 model siemens marka model model magnet power supply cihazının 26.07.2013 tarihinde arızalanması nedeniyle oluşan hasar bedelinin davalı sigorta şirketince, hasarın sabit değil seyyar cihaz üzerinde gerçekleştiği seyyar cihaz hasarının teminat kapsamında olmadığı belirtilerek karşılanmadığını ancak, hasarın sigorta poliçe teminatı kapsamında olduğunu ileri sürerek, 224.678,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıdan teknik servis tarafından hasar nedenini gösterir ayrıntılı raporun istendiğini ancak, hasar üzerinden biir yıl geçmiş olmasına rağmen hasarlı parçalara ve onarım bedellerine ilişkin olarak detaylı bilgilerin yer aldığı teknik servis raporunun kendilerine iletilmediğini, zaten rapor iletilse dahi sabit elektronik cihaz için teminat verildiği oysa hasarın seyyar cihaz üzerinde gerçekleştiği bu haliyle hasarın teminat kapsamında olmadığı, ayrıca hasarlı cihazın seri numarasının yer aldığı etiket zedelenmiş olduğundan anılan cihaz için poliçede teminat verildiğinin kesin olarak anlaşılamadığını ve davayı kabul anlamına gelmemek üzere istenen bedelin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Sigorta iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu cihazın poliçe ile teminat altına alındığı, maddesinde açıklandığı üzere önceden bilinmeyen ve beklenmedik her türlü sebep nedeniyle meydana gelen hasarın teminat kapsamında olduğu, sözleşmede öngörülen rizikonunu teminat kapsamında olmadığını ispat yükünün sigortacıya ait olduğu, davalı sigorta şirketinin bu hususta ispata yarar delil sunmadığı ve tespit edilen hasarın 107.380,65 TL olduğu gerekçesiyle, talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kısmen kabul kararına taraf vekilleri tarafından itiraz edilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyeti; sigorta poliçesi, finansal kiralama sözleşmesi ve proforma fatura içeriklerine göre dava konusu cihaz için poliçede teminat verildiği, dava konusu sigorta poliçesinin 2. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiği andaki rayiç değerin ödenmesi gerektiği, taraflar arasında yapılmış bir yeni değer sigortası bulunmadığı, cihazın 2. el rayiç bedeli bulunmamakta olup 3 yıl kullanılan cihaz için her yıl %30 oranında yıpranma ve teknoloji değer kaybına uğrayacağı, bu haliyle uyuşmazlık hakem heyetince alınan bilirkişi raporundaki hasar hesabının yerinde olduğu, ancak cihaz için poliçedeki hüküm gereğince %10 oranında tenzili muafiyet uygulanması gerektiği gerekçesiyle, davacının itirazının reddine, davalı sigorta şirketinin itirazının ise kısmen kabulüne karar vermiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir
1- Dava, Sigorta leasing all risk sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta dava konusu sigorta başkası lehine sigorta olup; davacı ... ise sigorta ettiren, sigortalı ise dava dışı . Davacının tahkime başvurusu üzerine sigortalının muvafakatinin alınması gerektiği belirtilmiş, davacı kendisine verilen süre içerisinde eksikliği tamamlamıştır.
6102 sayılı TTK"nın 1454. maddesi uyarınca; sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek, sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir. Madde hükmünden de anlaşılacağı gibi aksine bir sözleşme kuralı yoksa sigorta tazminatını talep hakkı sigortalıya aittir. Dava konusu poliçede bu yönde (aksine) bir hüküm yoktur. O halde, sigortalı tarafından hakem heyetine sunulan 27.10.2014 tarihli muvafakat başlıklı yazının dava dışı sigortalının alacağını temlik niteliğinde olmadığından hukuken sigorta ettirene talep ve dava hakkını kazandırdığından söz edilemez.
Bu durumda sigorta ettiren davacının aktif dava ehliyeti değerlendirilip sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın re’sen bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.