![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2014/18434
Karar No: 2017/4650
Karar Tarihi: 26.09.2017
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/18434 Esas 2017/4650 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPT... VE TESCİL-TENKİS-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu ipt... ve tescil, tenkis, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalılardan ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.09.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ..., davalılar ... ... vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen davalı ... ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu ipt...-tescil, tenkis ve tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacı ..., annesi muris .... davaya konu 1484, 2846, 3060, 2283 ve 5629 parsel sayılı taşınmazlarını gelini, torunu ve damadı olan davalılara devrettiğini, işlemlerin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek 1484, 2846, 3060 ve 2283 nolu parseller yönünden tapu ipt...-tescil, olmazsa tenkis; 5629 nolu parsel yönünden de tazminat isteklerinde bulunmuştur.
Davalılar ..., ... ve ... ..., temliklerin muvazaalı olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 1484 parsel yönünden muvazaa olgusu benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş; diğer taşınmazlar hakkındaki dava ise reddedilmiştir.
Dosya içeriğinden, muris ... ..."ın 1484 nolu parselde 1/6, 2283 nolu parselde 1/4, 3060 nolu parselde 1/3 payının bulunduğu, 2846 ve 5629 nolu parsellerin de tamamına m...k olduğu; bu taşınmazlardan 1484 nolu parseldeki 1/6 payını 07.08.2002 tarihinde torunu ..."a "satış" yoluyla, 2846 ve 5629 nolu parsellerini 12.08.2002 tarihinde damadı ... ..."a "satış" yoluyla, 2283 nolu parseldeki 1/4 payını 21.08.2002 tarihinde gelini ..."a "hibe" yoluyla, 3068 nolu parseldeki 1/3 payını da 03.08.2006 tarihinde torunu ..."a "ölünceye kadar bakım şartıyla" temlik ettiği; damat ... ..."un muristen aldığı parsellerden 5629 nolu olanını 28.05.2004 tarihinde üçüncü kişiye, 2846 nolu olanını da 07.04.2005 tarihinde murisin torunu ..."a sattığı görülmektedir.
Diğer taraftan, muris ... ..."ın 14.07.2009 tarihinde ölünce, geride mirasçıları olarak kızları ..., ..., ..., ....(... ... karısı); oğlu ...; 2002 yılında ölen oğlu ... ve gelini ... olma torunları ..., ..., ..., ...; 1999 yılında ölen kızı ... ve damadı .... olan torunları .... ve ... kaldığı veraset ilamıyla sabittir.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun 706, Türk Borçlar Kanunu"nun 237. (Borçlar Kanunu"nun 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının ipt...ni isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de, Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmasında ve satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, "hibe" yoluyla yapılan temlikler yönünden 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İBK"nın uygulama yeri bulunmadığı, bu tür temliklerin tenkise tabi olduğu da tartışmasızdır.
Somut olayda; murisin, gelini Hanife ve torunu ... ile birlikte yaşadığı, başka taşınmazı bulunduğunun bildirilmediği, bankalarda mevduatına rastlanılmadığı, taşınmazların temlik edildiğinin çevrede duyulmadığı, bedellerinin murise ödendiğine ilişkin davalı tanıklarının anlatımlarının da soyut beyandan öteye geçemediği, satış yolula temlik edilen taşınmazların akit bedelleri ile gerçek değerleri arasında da fahiş fark bulunduğu toplanan delilerden anlaşılmıştır.
Açıklanan olgular yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, muris ... ..."ın dava konusu taşınmazlarını mirastan mal kaçırma ve saklı payı zedeleme kastıyla davalılara temlik ettiği sonuç ve kanaatine varıldığından, 1484 nolu parsel hakkındaki davanın kabul edilmesi kural olarak doğrudur. Davalı ..."ın öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ne var ki; 2846 ve 3060 nolu parseller hakkındaki davanın tapu ipt...-tescil yönünden, 5629 nolu parsel hakkındaki davanın da tazminat yönünden kabul edilmesi; "hibe" yoluyla temlik edilen 2283 nolu parsel bakımından da tenkis incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile anılan taşınmazlar hakkındaki davanın reddedilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, 1484 nolu parsel hakkındaki davanın kabulüne karar verilirken, temlike konu 1/6 payın davacının payından arta kalan kısmının davalı ... üzerinde bırakılması yerine, muris adına tesciline hükmedilmesi isabetsizdir.
Davacıların tüm, davalı ..."ın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacı vekili ve davalı ... vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine 26/09/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, miras payı oranında tescil olmazsa tenkis ve tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı, ortak mirasbırakan annesi ... ..."ın m...k olduğu 2846 ve 5629 parsel sayılı taşınmazlarını satış suretiyle damadı ... ..."a, 1484 parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payını torunu ..."a yine 3060 parsel sayılı taşınmazda ki 1/3 payını ölünceye kadar bakım aktiyle ..."a, 2283 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payını gelini Hanife"ye bağışladığını, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, tapunun ipt... ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalılar, temliklerin muvazaalı yapılmadığını, murisin mal kaçırma amacının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır..
Mahkemece, 1484 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, 2846, 5629, 3060, 2283 parsellerle ilgili davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."ün, m...ki olduğu 2846 ve 5629 parsel sayılı taşınmazlarını 12.08.2002 tarihinde satış suretiyle damadı ... ..."a devrettiği, ... ..."un 2846 parsel sayılı taşınmazı 07.04.2005 tarihinde davalı ..."a, 5629 parsel sayılı taşınmazını 28.05.2004 tarihinde ... .... sattığı, ..."un da taşınmazı 17.06.2008 tarihinde ... ... satış suretiyle devrettiği, 1484 parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payını 16.08.2002 tarihinde torunu ..."a satış suretiyle yine 3060 parsel sayılı taşınmazda ki 1/3 payını 03.08.2006 tarihinde ölünceye kadar bakım aktiyle ..."a devrettiği, 2283 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payını ise 21.08.2002 tarihinde gelini ... bağışladığı anlaşılmaktadır.
Muris muvazaası davalarında, uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalılara yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, miras bırakanın temlik yapmaktaki gerçek irade ve amacının ortaya çıkarılması esastır. .
Bu durumda, miras bırakanın 2002 ve 2006 yılında yaptığı temliklerin, yapıldığı tarihte, miras bırakanın yaşı, fiziki durumu, sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, yörenin gelenek ve görenekleri, olayların gelişimi ve miras bırakan ile taraflar arasındaki ilişkilere göre her bir temlikte miras bırakanın irade ve amacın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
İlk temliklerin yapıldığı 2002 yılında, miras bırakan ... ..."ın 84 yaşında ve dul olduğu, birlikte yaşadığı oğlu ..."in 05.06.2002 tarihinde ölümünden sonrada ... ailesi (davalı ... ve ...) ile birlikte yaşamaya devam ettiği, 01.08.2002 tarihli muhtaçlık belgesine istinaden oğlu ... hak sahibi olarak ..." dan 01.09.2002 tarihinde anne ..."e yetim maaşı bağlandığı bu şekilde sosyal güvenceye kavuştuğu, tanık olarak dinlen mirasbırakanın kızları mirasçılar ... ...., ..., ... ...., 2002 yılında yapılan satışlarla ilgili olarak "miras bırakan annelerinin taşınmazlardan birini 25.000,00TLye, diğerini 4.000,00TL olmak üzere 29.000,00TLye ..."a, bir taşınmazını davalı ..."a 1.000,00TL ye satıp parayı çocukları, ...., ..., ..., ... ve davacı ..."a 4.000,00 er TL olarak dağıttığını "beyan ettikleri, mirasçıların bu beyanları karşısında 2846, 5629 ve 1484 parsel sayılı taşınmazların satışının gerçek bir satış olduğunun kabulü gerektiği, tanıkların beyanı bölünerek 1484 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararı doğru değildir.
Öte yandan, miras bırakanın, 21.08.2002 tarihinde gelini davalı ..."ye bağış şeklinde yaptığı pay telikinin saklı payı giderme kastıyla yapıldığı kanıtlanamadığı gibi 2846 ve 5629 parsel taşınmazların temliklerinin mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğuda kanıtlanamadığından bu taşınmazlara ilişkin red kararının onanması görüşünde olduğundan çogunluk görüşüne katılamıyorum.
Miras bırakanın davalı ..."a yaptığı ikinci temlik, 03.08.2006 tarihinde 3060 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payın ölünceye kadar bakım aktiyle devrine ilişkindir.
Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (T.B.K.m.6ll). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusuda bakım alacaklısını kendi ailesi içirisine alıp besleme, giydirme, hastalığında doktora götürme, gerekli özeni gösterme manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (T.B.K.m.6l4).
Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(T.B.K.m.l9). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Yukarıdaki ilkeler ve tespit edilen olgular, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın eşinin ölümünden sonra davalı torunu ... ve ailesi ile birlikte yaşadığı, ölünceye kadar maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılandığı, miras bırakanın, yıllardır bakıp gözetmesi nedeniyle minnet duyğusu ve bakım amacıyla taşınmazını davalıya devretttiği, temlikteki amacın bakım olduğu ve davalı tarafından bakım borcunun da yerine getirildiği saptanmıştır.
Hal böyle olunca, özellikle, davanın kabulü h...nde hak sahibi olacak, miras bırakanın kızları ..., ... ve ..."nin beyanları, 01.06.2010 tarihli ... yazısına göre; miras bırakanın 2002 yılında oğlu ... ölümünden sonra 2289, 5629,1484 parsel sayılı taşınmazları satıp, aldığı parayı davacı ... ve kızları ..., ..., ... ve ..."ye eşit olarak paylaştırdığı, 2283 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını da eşinin ölümünden sonra 1984 yılından beri birlikte yaşadığı gelini ..k"in eşi ... bağışladığı bu işlemlerden sonra muhtaçlık belgesi alıp ..."na başvurduğu ölen oğlu ... yetim maaşı bağlandığı ve sosyal güvenceye kavuştuğu, 03.06.2006 tarihinde de 3060 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını davalı torunu ..."a ölünceye kadar bakım aktiyle devrettiği, miras bırakanın yıllardır maddi ve manevi bakımını üstlenen ..."a minnet duygusu ve bakım amacıyla payını devrettiği , temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazalı yapıldığı davacı tarafından kanıtlanamadığı gözetilerek, çekişme konusu 1484 parsel yönünden davanın kabulüne ilşkin mahkeme kararının bozulması, diğer taşınmazlar yönünden verilen red kararının doğru olduğu ve hükmün bu yöne ilşkin kısmının onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, çoğunlugun görüşüne katılamıyorum.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.