13. Hukuk Dairesi 2017/7779 E. , 2019/1172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
K A R A R
Dairemizce verilen 23.05.2017 tarih 2017/1292 esas, 2017/6174 karar sayılı ilama karşı davacı vekili maddi hatanın düzeltilmesi, davalı vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Dosyanın incelenmesinde; mahkemece, davanın reddine dair verilen 06.03.2013 tarihli kararın davacı tarafından temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucu Dairemizin 2017/1292 esas, 2017/6174 karar sayılı ilamı ile kararın bozulduğu ve dosyanın mahkemesine gönderildiği ancak müzakere notları ve takrir raporu incelendiğinde başka bir dosyaya ait bozma kararının, kararın kalemde yazımı aşamasında zuhulen yazıldığı anlaşılmaktadır. Oluşan bu durumun maddi hata niteliğinde bulunduğu, maddi hataya taalluk eden hususların her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan bu husustaki maddi hatanın düzeltilerek dairemizin 23.05.2017 tarih 2017/1292 esas, 2017/6174 karar sayılı bozma kararının yok hükmünde bulunması sebebiyle kaldırılmasına ve mahkeme kararının müzakere esnasında kararlaştırılıp daire başkan ve üyelerince imzalanmış şekilde bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R
Davacı, 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda eski para ile 6,50 TL peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.500,00.TL’nın faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesi ile talebini 6.748,13 TL" ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemenin, davanın kabulüne dair 07.12.2011 tarih ve 2011/550 Esas 2011/1091 Karar sayılı kararının Dairemizce davalı yararına bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemenin 07.12.2011 tarih ve 2011/550 Esas 2011/1091 Karar sayılı kararının temyizi üzerine Dairemizin 15.02.2012 tarih ve 2012/3524 Esas 2012/2976 Karar sayılı ilamı ile “ Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda soyut ifadelerle ödenen peşinatın mahsup edilmediğine ilişkin düşünce esas alınarak peşinatın güncelleştirilmiş değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Yukarda açıklandığı üzere davalılar mahsup işleminin yapıldığını ve peşin ödemenin mahsup edildiğini savunmaktadır. Taraflar arasındaki borçlanma sözleşmesine göre davacının kullandığı kredi üzerinden borçlandığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık yapılan maliyet hesaplarında göçmen konutlarının şerefiyelendirmesi de gözetildiğinde maliyetlerin davacı borçlanmasının üzerinde kaldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, borçlandırma işleminin başlangıcında mahsuplaşma yapılıp yapılmadığı, konutun maliyet bedeli, borçlandırma bedelinden yüksek olduğu takdirde davacının maliyet bedelinden borçlanmayı kabul ettiği halde daha düşük miktarda borçlandırılmasının kabul edilebilir açıklaması yaptırılmalı, ödenmesi gereken taksitlerden mahsup işlemi yapılıp yapılmadığı dosya içindeki ve emsal dosyalardaki listeler ve yazışmalar değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. ” yönünde davalı yararına hükmün bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bu husus davalı yararına, bozma ilamı dışında kalan hususlarda davacı yararına usulü kazanılmış hak niteliğindedir. Bozma ilamına uyulduktan sonra mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Mahkemece, emsal içtihat , emsal dosyalar ve dosyadaki belgeler dikkate alınarak peşinatın borçlandırma tutarından mahsup edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahsup işleminin yapılıp yapılmadığı somut olarak kanıtlanmadan sadece emsal içtihat, celbedilen yazılar, belgelerdeki soyut ifadelere dayalı olarak ödenen peşinatın mahsup edildiğinin kabulü yürürlükteki mevzuata ve evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır. Bu durum Anayasa Mahkemesi" nin 17.07.2014 tarih ve 2013/4495 Başvuru sayılı ilamında da açıkça belirtilmiştir. O halde mahkemece, ödenen peşinatın mahsup edilip edilmediği yönünde, tüm belgeler üzerinde inceleme yapılarak, mahsup yapılmadığına ilişkin bilirkişi raporu ve bu rapora yönelik itirazlar da dikkate alınmak suretiyle ödenen peşinatın mahsup edildiği somut olarak kanıtlandığı takdirde davanın reddine şayet mahsup işlemi somut olarak kanıtlanamıyorsa davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.