12. Hukuk Dairesi 2017/3662 E. , 2017/8743 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi borçluların ayrı ayrı şikayette bulunarak ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemenin 28/08/2015 tarih ve 2015/696-779 sayılı kararı ile 2015/696 Esas sayılı dosyanın, aynı mahkemenin 2015/607 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmektedir.
Birleştirilen davalar birlikte incelenip karara bağlanır. Yani davaların tahkikat safhası müşterektir. Mahkemece, kararda, birleşen ve birleştirilen davaların ayrı ayrı belirtilmesi ve hükümde, birleştirilen her dava için ayrı ayrı karar verilerek, her dava için verilen kararın, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken, asıl dava ile birleştirilen dosya hakkında, 6100 Sayılı HMK"nun 297/2. maddesine aykırı olarak tek hüküm kurulması doğru olmadığından kararın belirtilen nedenle bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, HMK"nun 294/3. maddesi gereğince hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Anılan Kanun"un 297/2. maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
HMK"nun 298/2. maddesinde de; gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa"nın 141.maddesi ile HMK."nun yukarıda değinilen emredici nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, re"sen gözetilmesi yasa ile hakime yüklenmiş bir görevdir.
Somut olayda; mahkemece, tefhim edilen kısa kararda, “Davacının ihale bedelinin %10"u olan 112.610,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına” karar verilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise, “Her iki davacının ayrı ayrı ihale bedelinin %10"u olan 112.610,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına” hükmedilmiştir. Dolayısıyla, duruşmada tefhim edilen hükümde, para cezasının muhatabının, asıl davanın şikayetçisi mi yoksa birleşen davanın şikayetçisi mi olduğu belirtilmediği halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında, her iki şikayetçi hakkında ayrı ayrı para cezasına hükmedilerek çelişki meydana getirilmesi de, yukarıda belirtilen yasa hükmüne aykırılık teşkil ettiğinden kararın bu yönden de bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ : Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re"sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlu ...’nun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.