11. Hukuk Dairesi 2016/257 E. , 2017/2989 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada e bozmaya uyularak verilen 19.03.2015 tarih ve 2014/1339-2015/179 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 1997 ve 1998 yıllarında hesapları bulunan dava dışı şahsi hesaplarından, bir kısım paraların, dava dışı yetkisiz ve usulsüz işlemleri ile davalıların hesabına aktarıldığını, bunun ortaya çıkması üzerine, adı geçenlerin sayılı dosyasında banka aleyhine zararlarının tazmini için dava açtıklarını, davanın büyük kısmının kabulüne karar verildiğini, davalıların mameleklerinde haksız artış meydana geldiğinin tespit edildiğini, müvekkili bankanın zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 354.313.485.255 TL"nin unvanı dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu olayın 1997 ve 1998 yıllarında meydana geldiği iddia edilmesine göre sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılan davada bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; dava değerinin 300.000,00 TL"den fazla olduğu ve bu davanın heyet halindeki ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin Ticaret Kanunundaki değişikliğe göre işlem yapılması gerekirken bu husus gözden kaçırılarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava bankacılık işlemleri nedeniyle uğranılan zararın rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, mahkeme gerekçesinde kararın 5235 sayılı Yasa"nın 5. maddesinde yapılan değişiklik nazara alınmaksızın verildiği belirtilmiştir.
5235 sayılı maddesinde 18/6/2014 tarihinde 6545 sayılı Yasa"nın 45 maddesi ile değişiklik yapılmıştır. Buna göre, asliye ticaret mahkemeleri kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunacağı ve konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değerinin üç yüz bin Türk lirasının üzerinde olduğu dava işlere ilişkin tüm yargılama safhalarının, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütüleceği ve sonuçlandırılacağı düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta yerel mahkemece yargılama tek hakimle yürütülmüş 19.03.2015 tarihli karar ile yine tek hakimle sonuçlandırılmıştır. Ancak, iki davalının bulunduğu davada, her iki davalı aleyhine ayrı ayrı talep edilen tutar 300.000,00 TL’nin üzerindedir. Bu durumda mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davanın heyet halinde görülerek sonuçlandırılması gerekirken, tek hakimle görülmesi doğru olmamış kararın re"sen bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 23.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.