23. Hukuk Dairesi 2015/6106 E. , 2015/5800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/03/2015
NUMARASI : 2014/985-2015/132
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali, menfi tespit, olmazsa çıkma payının tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı kooperatifin 21.11.2013 gün ve 82 sayılı kararı ile müvekkilinin 74.000,00 TL aidat borcunu zamanında ödemediği gerekçesi ile üyelikten ihraç edildiğini, dava dışı yüklenici M.. A.’a davalı kooperatife yapmış olduğu sıhhi tesisat işi karşılığında . Ada 1 Parsel, B Blok, Zemin Kat, 1 numaralı dairenin verildiğini, dava dışı yüklenici ile müvekkili arasında 29.09.2003 tarihinde söz konusu dairenin satışına ilişkin sözleşme düzenlendiğini, davalı kooperatifin karar defterine bu hususun kaydedildiğini, devralınan daireye ilişkin kooperatife bir borç olmadığı hususunda anlaşma sağlandığını, fakat davalı kooperatif tarafından davacıya daireye ilişkin aidat borçlarının ödenmediği bildirilerek, ödeme yapması için ihtarname gönderildiğini, davacının ihtarnameye daireyi yüklenici M. A.’dan devraldığını ve bedelini M. A. ödediğine ilişkin cevabi ihtarname göndermesine rağmen müvekkilinin kooperatif yönetim kurulunun 21.11.2013 tarih ve 82 sayılı kararı ile üyelikten ihraç edildiğini, kooperatif yönetim kurulu kararının yasaya ve anasözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, 28.11.2013 tarih ve 82 sayılı ortaklıktan çıkarılma kararının iptaline, davacının davalı kooperatife borcu olmadığının tespitine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla üyelikten kaynaklı ödenen 17.000,00 TL’nin 29.09.2003 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dayandığı devir sözleşmesinin hukuken geçersiz olduğunu, zira kooperatif yönetim kurulunun kooperatifin bir malını satma yetkisi olmadığını, bu yetkinin genel kurula ait olduğunu, davacının kooperatife iş yapmış ise buna ilişkin fatura düzenlemesi gerektiğini, ancak böyle bir faturanın bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacıya gönderilen ihtarnamelerde ayrı ayrı hangi ayların aidat borcu olduğu, ihtarnamelerde aidat borcuna gecikme zammı işletilip işletilmediğinin belirtilmediği, bu yönüyle de ihraç kararına ilişkin ihtarnamenin usul ve yasaya aykırı olduğu, usulsüz olan ihtarnamelere dayanılarak verilen ihraç kararının da usulsüz olduğu, terditli taleplere ilişkin olarak hükme esas alınan bilirkişiler A.. Ç.. ve M.. K.. tarafından düzenlenen 04.12.2014 tarihli rapor uyarınca davacının davalı kooperatife peşin ödemeli üye olmadığı, aidat borcu bulunduğu gerekçesiyle, kooperatif yönetim kurulunun üyelikten ihraç kararının iptaline, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, menfi tespit istemine de ilişkindir.
Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. (492 sayılı Kanun 15 ve 21. maddeleri) Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir.
Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nisbete göre alınan harçtır (1 sayılı Tarife, madde III/1-a) Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır, (1 sayılı Tarife, madde III/2-a). Harçlar Kanunu"nun 16/1. maddesinde değer ölçüsüne göre harca tabi işlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas alınacağı öngörülmüştür.
Davalı kooperatifçe keşide edilen 21.08.2013 ve 01.01.2013 tarihli ihtarnameler ile üyelik aidatlarından doğan toplam 74.000,00 TL"nin ödenmesi istenmiş olup, davacı vekilince bu ihtarnamelerden söz edilerek borçlu olmadığının tespiti istenmiş ise de, bu isteme yönelik olarak harç alınmamıştır. Oysa, bu tür davalar 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddesi uyarınca nispi harca tabidir.
Bu durumda, mahkemece, 74.000,00 TL"nin üzerinden hesaplanacak harcın ikmal ettirilmesi zorunludur. Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince eksik harç tamamlanmadan müteakip işlemleri yapılmaz. Mahkemece, harcın ikmali için aynı Kanun"un 30. maddesi uyarınca süre verilerek, re"sen eksik harç tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde, yargılamaya devam edilmesi, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılması, üç ay içinde davanın yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, nispi harç alınmadan, davanın yürütülüp karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Davacı tarafça nispi harcın yatırılması halinde;
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 sayılı Kanun"un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Davacıya üyeliği devreden kişinin peşin bedelli ortak olduğunun belirlenmesi halinde, davacının da peşin bedelli ortak olarak kabul edileceği tartışmasızdır.
Somut olayda, davalı kooperatifin 27.01.2002 tarihli genel kurul gündeminin 4. maddesinde, zemindeki dükkan ve dairelere % 20 eksik aidat ödemeleri ve kat farkına dahil edilmemeleri şartıyla tercihli üye alınması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi oybirliği ile kabul edilmiş olup, 15.02.2002 tarihli yönetim kurulu kararı ile de anılan genel kurul kararı gereğince B Blok, Zemin Kat, 1 numaralı dairenin sıhhi tesisat ustası M. A."a işçilik bedeli olarak 15.120,00 TL bedelle devredileceği, dairenin bedelinin 13.000,00 TL kabul edildiği, kalanın M.. A."a para olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Yine davalı kooperatifin 25.01.2004 tarihli genel kurul gündeminin 6. maddesinde ise zemin kattaki dairelere diğer üyelerden % 20 eksik aidat ödemeleri şartıyla şartlı üye alınmasına karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda mahkemece davacıya üyeliği devreden M. A.."un zemin kat dışındaki üyelerin 15.02.2002 tarihine kadar ödediği aidatların toplamının % 80 oranına karşılık gelen miktarının 13.000,00 TL olarak kabul edilmesi suretiyle peşin bedelli ortak olduğunun, dolayısıyla bu tür üyeliği devir alan davacıdan inşaat finansman giderinin istenemeyeceğinin, davacının genel yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumlu olduğunun kabulü ile bilirkişi kurulu aracılığı ile inceleme yapılmak üzere kooperatifin defter kayıtları, bilanço, gelir gider cetvelleri ve genel kurul kararlarının öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter ve kayıtları incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise anasözleşmenin 40. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Memurluğu"ndan veya anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca bu belgelerin gönderildiği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü"nden getirtildikten sonra, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davacıdan ihtarname ile istenen aidat miktarları kapsamında genel yönetim ve alt yapı gideri olup olmadığı, varsa ne kadarlık kısmının inşaat finansmanı olduğu, ne kadarlık kısmının davacının sorumlu olduğu genel yönetim ve alt yapı giderleri olduğu hususunda bilirkişiden ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, aynı genel kurul kararlarından aksi sonuca varan bilirkişi raporuna itibar edilerek ve eksik incelemeye dayalı olarak, üstelik davacının aidat borcu olduğu belirtilmesine rağmen miktarı da belirlenmeksizin HMK"nın 297/son maddesi hükmüne aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.