11. Hukuk Dairesi 2016/5824 E. , 2017/2979 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/10/2015 tarih ve 2014/655-2015/484 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankadan kullanılan kredi nedeniyle komisyon, dosya masrafı, ekspertiz ücreti adı altında kesinti yapıldığını, yapılan kesintilerin haksız olup, usul ve yasaya aykırı olduğundan iadesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 6.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile talebini 7.705,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, yapılan kesintilerin sözleşme ve yasaya uygun olup, müvekkilinin vermiş olduğu hizmet dolayısıyla ücret alma hakkının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın tacir olması nedeniyle yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı olsa da, uyuşmazlık tüketici hukukundan kaynaklandığından bankanın ancak kredinin yapılandırılması için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceği, dava konusu kredi sözleşmesinde davalı bankanın kredi vermek dışında bir hizmeti olmadığı, komisyon ve belgesiz masraf talep hakkının bulunmadığı, yapılan kesintinin hangi zorunlu masraf karşılığı tahsil edildiğine dair sözleşmede açıklayıcı bir hüküm olmadığı, tahsilatın zorunlu gider karşılığı değil faiz dışı gelir olarak yapılmış olması nedeniyle yapılandırma sırasında alınan masrafın zorunlu ve makul masraf olarak kabul edilemeyeceği, davalının dava tarihinde temerrüde düştüğü gerekçesiyle, 6.000,00 TL’nin dava tarihi olan 11/11/2014 tarihinden, 1.705,00 TL’nin ise ıslah tarihi olan 27/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre harca tabi ise temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Mahkemece verilen karar davalı vekiline 23/11/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından UYAP sistemi üzerinden gönderilen 28/12/2015 tarihli dilekçe ile karar temyiz edilmiş ise de, HUMK 432. maddesi uyarınca temyiz dilekçesi süresinde verilmediği gibi, temyiz harcının da yatırılmamış olduğu ve bu itibarla, davalı vekili tarafından süresinde, usulüne uygun temyiz isteminde bulunulmadığı anlaşılmıştır. HUMK 432/4. madde ve fıkrasına göre, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden davalı vekilinin HUMK 432/4. maddesi uyarınca temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava, davacının kullanmış olduğu kredi nedeniyle komisyon, dosya masrafı vb. ad altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. Davacı tarafça dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ve yine ıslah dilekçesi ile de, yapılan kesintilerin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle tahsilinin talep edildiğinin anlaşılması karşısında, anılan husus nazara alınmaksızın dava ve ıslah tarihlerinden itibaren yasal faize hükmedilmesi doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “...dava tarihi olan 11/11/2014 ...” ibaresinin çıkarılması ile yerine “...ödeme...” ve yine “....ıslah tarihi olan 27/05/2015....” ibarelerinin çıkarılması ile yerine “....ödeme...” ibaresinin yazılmak sureti ile kararın davacı yararına bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.