17. Hukuk Dairesi 2015/15937 E. , 2018/8961 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekili olduğu iddiası ile Av. ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı yanın müvekkili olan sigorta şirketine başvurarak ... plakalı aracın, ... poliçe numarası ile 29/03/2008 - 29/03/2009 tarihleri arasında sigortalandığını, sigortalı aracın 08/06/2008 tarihinde müvekkillerinin murisi ... kasten çarparak vefatına yol açtığını, ölümden kaynaklanan zararın tazmininin talep edildiğini, müvekkil şirkete bu şekilde yapılan başvuru sonucu 15/04/2013 tarihli destekten yoksun kalma tazminatı aktüerya raporu gereğince ... için 85.643,43 TL, ... için 947,65 TL ... için 2.183,64 TL, ... için 3.707,44 TL ve ... için 7.307,54 TL olmak üzere toplam 99.789,00 TL tazminat tutarının müvekkilince 13.05.2013 tarihinde davalılar vekili Av. ..."e ödendiğini, ceza dosyası ve belgeler incelendiğinde olayda kullanılan aracın ... plakalı araç değil, ... plakalı aracın olduğunun tespit edildiği, kazaya karışan aracın müvekkili şirket tarafından sigortalı olmamasına rağmen davalılara sehven ödendiği anlaşılan toplam 99.789,00 TL’nin ödeme tarihi olan 13/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte müvekkil davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile 99.789,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar vekili olduğu iddiası ile Av. ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Hükmün davalılar vekili olduğu iddiası ile Av. ... tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece davalılar vekili olduğunu bildiren Av. ...’in 03/03/2015 tarihli dilekçe ile davalıların vekilliğinden istifa ettiği, istifa dilekçesinin davalı asillere 16/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, gerekçeli kararın davalılara 21/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz talebinde bulunan davalılar vekilinin istifası ile vekilliğinin sona erdiği, yeni vekaletname sunmadan temyiz talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığı, bununla beraber yasal süre geçtikten sonra temyiz talebinde bulunulmuş olduğu gerekçesi ile HMK 366-346 maddelerine göre temyiz talebinin reddine karar verilmiş, bu ek karar da davalılar vekili olduğu iddiası ile Av. ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin, davalılar vekili olduğu iddiası ile hükmü temyiz eden Av. ...’in temyiz istemi hakkında temyiz edilmemiş sayılmasına ilişkin 05/06/2015 tarihli ek kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, temyiz itirazlarının reddiyle ek kararın onanması gerekmiştir.
2-)Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
a)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, davacı tarafından, davalı tarafın dava açılmadan evvel temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilememiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
b)Dava, davacı ... şirketi tarafından borçlu olunmayan meblağın sehven ödenmesi nedenine dayalı istirdat davasıdır. Kazaya ilişkin kayıtların incelenmesinden ve karşılıklı uyumlu taraf beyanlarından anlaşıldığı ve mahkemenin de kabulü olduğu üzere davaya konu kazaya karışan araç; ... plakalı ve davacı ... şirketine sigortalı bulunmayan bir araç olmasına rağmen ceza mahkemesi kararında sehven kazaya karışan aracın plakasının ... olarak yazılması neticesinde davacı ... şirketine bu plaka bildirilerek yapılan başvuru, sigorta şirketi tarafından buna göre değerlendirilmiş ve plakası yanlış yazılan araç kendi şirketine sigortalı olduğundan, gerçekte borçlu olmadığı halde, davalılara ödeme yapılmıştır. Bu durumda, davalıların davaya konu meblağı gerçekte borçlu olmadığı halde davacı şirketten tahsil ettiği sabittir. Davacı dava açmakta haklı bulunarak davası kabul edilmiş fakat davacı tarafından yapılan yargılama gideri kendi üzerinde bırakılmış, yine davası kabul edilmiş olmasına rağmen lehine karar tarihinde AAÜT’ne göre hesaplanması gereken nispi vekalet ücreti hükmedilmemiştir. Bu
durum usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekili olduğu iddiası ile hükmü temyiz eden Av. ...’in temyiz isteminin reddine ilişkin 05/06/2015 tarihli ek kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davalılar vekili olduğu iddiası ile hükmü temyiz eden Av. ...’in temyiz itirazlarının reddiyle ek kararın ONANMASINA, (2-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının (3) nolu bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına yerine; “3- Davacı tarafından yatırılan 1.704,15 TL peşin harcın, davacı tarafından yapılan 90 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.794,15 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine; hüküm fıkrasının (4) nolu bendinden sonra gelmek üzere hükme; “5- Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 10.383,12 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde yeni bir hüküm fıkrası eklenmesine ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.