MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı; TCK’nın 158/1-d, 62/1, 52/2-4 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’ın, galericilik yapan müteveffa şikayetçiye, sanık ... adına kayıtlı olan aracı satmak istemesi üzerine, aracın satışı konusunda tarafların 14.000 TL’ye anlaştıkları, sanık ...’ın şikayetçiden 800 TL kapora alarak söz konusu aracı şikayetçiye teslim ettiği, araç bedelinin geri kalan kısmının ise sanık ...’ın araç malikini veya satış vekaletnamesini getirdiğinde ödenmesini kararlaştırdıkları, sanık ...’ın, 20/07/2009 tarihinde sanık ... tarafından şikayetçiye ve şikayetçinin oğlu olup birlikte çalıştığı ...’ye verilen 14/07/2009 tarihli satış yetkisi içeren vekaletnameyi şikayetçiye getirip araç bedelinin kalan tutarını da kendisinden teslim aldığı, aynı tarihte diğer sanık ...’ın ise, Kuşadası 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müracaat ederek, araç maliki olan sanık ... hakkında senede bağlı 15.000 TL bedelli sözde alacağı için ihtiyati haciz kararı çıkartıp, bu karara istinaden icra takibi başlattığı ve 27/07/2009 tarihinde şikayetçinin işyerinde suça konu aracın fiilen haczedildiği, sanık ...’ın, 05/08/2009 tarihinde vekili aracılığıyla ilgili İcra Müdürlüğü’ne müracaat ederek takip konusu alacağından feragat ettiği ve suça konu aracın sahibine teslimini istemesi üzerine söz konusu aracın sanık ...’a teslim edildiği, bu arada sanık ...’ın ise 03/08/2009 tarihinde söz konusu aracın satışına ilişkin olarak vekil tayin ettiği şikayetçi ve şikayetçinin oğlu Salih’i vekillikten azlettiği, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle şikayetçiye haricen sattıkları ve bedelini aldıkları suça konu aracı gerçekte var olmayan bir borç için İcra Müdürlüğü aracılığıyla haczederek haksız yarar sağladıkları, bu suretle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanık savunmaları, şikayetçi, katılan ve tanık beyanları, icra dosyası, ihtiyati haciz kararı, vekaletname, azilname, oto satış mukavelesi, alacak davasına ilişkin Söke 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/378 Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; atılı suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanıklar hakkında temel gün para cezası olarak 1.200’er gün adli para cezası belirlendikten sonra, TCK’nın 62/1 maddesi uyarınca söz konusu adli para cezalarına 1/6 oranında indirim uygulandığı sırada sonuç ceza olarak 1.000’er tam gün üzerinden adli para cezası tayin edilmesi gerekirken, hesap hatası yapılarak 750’şer tam gün üzerinden adli para cezasının belirlenmesi suretiyle sanıklara eksik adli para cezası tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ... müdafii ve sanık ... müdafiinin hükümlerin usul ve yasaya aykırı olduğuna; sanık ...’ın ise hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna ve atılı suçu işlemediğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA, 19/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.