11. Hukuk Dairesi 2016/253 E. , 2017/2973 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada Mahkemesi’nce verilen 22/10/2015 tarih ve 2014/742-2015/930 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin müşterisine 10/12/2012"de gönderdiği toplam 4.700 adet kitap ve ajandanın taşınması işini davalı taşıyıcının üstlendiğini ancak davalının 27/12/2012 tarihinde teslim etmesi gereken kitapları araçta çıkan yangın nedeniyle başka bir araca yüklenip sevkıyatın tamamlanacağını bildirdiği halde, en geç 15 gün içinde tamamlanması gereken sevkiyatın 4 ayda bile tamamlanamadığını, davalının edimini ifa edememesinden ötürü müvekkilinin itibarının zedelendiğini ve müşterisine hava yolu ile 04/01/2013"de 1500 kitap ve 150 adet de ajanda göndermek zorunda kaldığını, davalının üstlendiği taşıma işindeki gecikme yüzünden müvekkilinin 6.975 USD yeniden gönderi bedeli ve 3.425 USD uçak navlunu olmak üzere toplamda 10.400 USD zarara uğradığını, bu maddi ve manevi zararlardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 10.400 USD. karşılığı 18.638,88 TL maddi ve 15.000 TL manevi olmak üzere toplam 33.638,88 TL’nin ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
./..
Davalı vekili, müvekkilinin teslim süresi vermeden organize ettiği taşma işinin ifa edilmesi sırada malın yüklendiği dorsenin bağlı olduğu çekicide yangın çıkmış olmasına rağmen araç hamulesinin 07/02/2013"de başka bir araca aktarma faaliyetlerinin tamamlanıp sevkıyatın 13/02/2013"de yani 62 günde tamamlandığını ve yükün alıcısı emrine herhangi bir ihtirazı kayıt bulunmayan çekincesiz ile teslim edildiğini, gecikmenin taşıyıcının önleyemeyeceği nedenlerden kaynaklandığından müvekkilinin sorumluluğunun söz konusu olmadığını kaldı ki, sorumlu kabul edilmesi halinde ise her halükarda 5.900 USD navlun ücreti ile sınırlı olduğunu ve zaten hiçbir mecburiyeti olmadığı halde navlun ücretinin 3.600 USD’lik kısmını iade ettiğini, alıcısı emrine çekincesiz teslim edilen yük için gecikmenin yarattığı zarara yönelik zamanında ihbar keşide edilmediğinden tazminat talep hakkının düştüğünü ayrıca, davacının müşterisi ile olan ilişkisinin de bozulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre,göre yükün kaybolmuş varsayılabileceği 60 günlük sürenin dolmasından çok önce davacının aynı ithalatçıya gönderdiği mal bedelinden davalı taşıyıcı sorumlu olmayacağı gibi, somut olayda davalı taşıyıcıya uyarınca gecikmeden kaynaklandığı öne sürülen zarar için 21 günlük hak düşürücü süre içerisinde keşide edilmiş yazılı bir bildirimde bulunmadığından, taşıyıcıdan gecikmeye bağlı olduğu öne sürülen zarar giderimi talep edilemeyeceği, maddi ve manevi tazminat talep koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.