Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı vekili tarafından 30.12.2007 keşide tarihli çeke dayalı olarak 21.02.2008 tarihinde borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı, borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin 20.04.2009 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 24.04.2009 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, imzaya itirazın yanında çekin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu bu hali ile İİK.nun 169/a maddesine göre takibin kesinleşmesinden önceki dönemde çekin zamanaşımına uğradığı nedenine dayalıdır.
TTK"nun 726. maddesi uyarınca çeklerde zamanaşımı süresi altı ay olup, somut olayda alacaklı tarafından 21.02.2008 tarihinde icra takibine başlanması ile zamanaşımı kesilmiş ise de 24.06.2008 tarihi ile 15.04.2009 tarihi arasında zamanaşımını kesen herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığı görülmüştür.
O halde mahkemece, TTK"nun 726 ve İİK"nun 169/a maddesi uyarınca zamanaşımı itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.