10. Ceza Dairesi Esas No: 2016/664 Karar No: 2016/1247 Karar Tarihi: 18.04.2016
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2016/664 Esas 2016/1247 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 08.05.2015 tarihinde uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan mahkûm oldu. Temyiz edenler sanık ve müdafii oldu. Dosya incelendi ve sanığın suçu sabit olduğu tespit edildi. Ancak, ayrı bir soruşturma sonucu ile sanıktan aldığı maddeyle ilgili ekspertiz raporu araştırılmadı. Olay yeri görgü ve tespit tutanağı ile krokiye göre sanığın uyuşturucu madde sattığı yerin okul ve ibadethaneye iki yüz metreden yakın mesafede olduğuna yönelik bilgiler karşısında, TCK'nın 188/4-b fıkrasının uygulanması şartlarının araştırılmaması bozma nedeni yapılmadı. Dosyadaki bilgi ve belgeler, iddia ve savunmaların kanuna uygun olarak ileri sürüldüğü, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, hükümlerin doğru biçimde belirlendiği kanıtlandı. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli kararı nedeniyle, TCK'nın 53. maddesinin yeniden belirlenmesi gerekti. Bu nedenle, hüküm bozuldu ve TCK'nın 53. maddesi ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK'nın 53.
10. Ceza Dairesi 2016/664 E. , 2016/1247 K. "İçtihat Metni"
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Suç Tarihi : 08.05.2015 Hüküm : Mahkûmiyet Temyiz Edenler : Sanık ve müdafii
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 1- Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; sanığın atılı suçu sabit olduğundan, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen M.. M.. hakkındaki soruşturma sonucunun ve adı geçen şahsın sanıktan aldığı maddeyle ilgili ekspertiz raporunun araştırılmaması sonuca etkili olmadığından, 2- Olay yeri görgü ve tespit tutanağı ile krokiye göre sanığın uyuşturucu madde sattığı yerin okul ve ibadethaneye iki yüz metreden yakın mesafede olduğuna yönelik bilgiler karşısında TCK"nın 188/4-b fıkrasının uygulanma şartlarının araştırılmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmayarak, Tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile eleştiri ve aşağıda belirtilenin dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.