Esas No: 2019/644
Karar No: 2022/875
Karar Tarihi: 02.12.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/644 Esas 2022/875 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/644 Esas
KARAR NO:2022/875
DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/05/2019
KARAR TARİHİ:02/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı tarafından müvekkil aleyhine .... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine dayanak imzası müvekkile ait olmayan ve bedelsiz 20.08.2018 düzenleme tarih ve 20.12.2018 vade tarihli 20.000 TL. bedelli bono nedeniyle müvekkillerin borçlu olmadığının tespitine, imzası müvekkile ait olmayan ve aksinin kabul edilmesi durumunda teminat niteliğinde bedelsiz bono icra takibine konu edildiğinden müvekkil aleyhine .... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyasından başlatılan takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, imzası müvekkile ait olmayan ve aksinin kabul edilmesi durumunda teminat niteliğinde bedelsiz bono icra takibine konu edildiğinden müvekkil aleyhine .... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyasından başlatılan takibin iptaline, bedelsiz senet icra takibine konu edildiğinden takip alacaklısının %20 ‘dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; İcra takibi ve Davaya konu senet, davacılar ile müvekkil arasında olan şahsi borç ilişkisi nedeniyle düzenlendiği, vadesinde ödenmemesi üzerine de yasal yollara
başvurulduğu, müvekkil davacıya borç verdiği miktarı değerinde senet aldığı için başkaca bir yazılı belge almaya ihtiyaç duymadığı, davacının borçlu olmadığı iddiasının yazılı delille ispat etmesi gerektiği, dava dilekçesinde hiçbir delil ve dayanak göstermeksizin ileri sürülen iddialar itibar edilemeyeceği, huzurdaki yargılamanın konusu olan senet bir teminat senedi olmayıp, kambiyo senedi olduğu, kambiyo senetleri sebepten ari olduğu, davacı tara Kambiyo senedine karşı borçlu olmadığını İİK.m.169/1..168/5 ve 169/A gereğince yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, davacı her be kadar dava dışı ... Ltd Şti’nin defterlerinin incelenmesi talebinde bulunmuş ise de, bu talebin yasaya aykırı olduğu, ... Ltd Şti işbu davanın tarafı olmadığı gibi davaya konu senedin de alacaklısı olmadığından
defter inceleme talebinin yersiz olduğu, davacının bahsettiği kasko/sigorta ödemelerinin de işbu davayla ve davaya konu senetle hiçbir alakası bulunmadığı, davacının işbu taleplerine muvafakat edilmediği, davacının ihtiyati tedbir talebinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve reddi gerektiği, arz ve izah edilen nedenlerle, yargılama neticesinde davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine takip miktarının %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekilinin 08/09/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; "..Müvekkiller, ... A.Ş ile ... Ltd arasında araç kirama sözleşmesi akdedildiği davacı ... sözleşmeyi imzaladığı, sözleşmenin her sayfasının imza edilmesi istendiği, sözleşmedeki koçanlı tırtıklı kısımdan kopartılan kısım sahtecilikle senet (bono) yapıldığı, sahte bonoda Müvekkilin hiç tanımadığı ... isimli kişi alacaklı (lehdar) gösterilmiş bu senetle müvekkile icra takibi yapıldığı, davalı hakkında yapılan çok sayıda şikayet sonucu davalı ve işbirliği içindeki 4 kardeş hakkında ... 24 Ağır Ceza Mahkemesinde resmi belgede sahtecilik,
nitelikli dolandırıcılık gibi birçok suçtan dava açıldığı, İcra takibindeki tebligatlar da usulsüz şekilde ve sahte olarak yapılmış, PTT tebligat memuru ... hakkında da ... 25 ACM yargılanmış ve ceza aldığı, Ayrıca ... Ağır Ceza Mah. De resmi evrakta sahtecilik suçundan yargılamaya başlandığı, müvekkiller organize bir dolandırıcılığın mağduru olduğu, davayı tamamen ıslah ederek resmi evrakta sahtecilikle ve nitelikli dolandırıcılık suçlarının mağduru olunduğundan, araç kiralama sözleşmesinden kopartılarak oluşturulan sahte tırtıklı senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti yönünden davanın tamamen ıslahı talep edilmiştir. Emsal Yargıtay Kararları . Y.19.HD 2015/4698 E. 2015/17562 K. 2412.2015 tarihli ilamı : “..Davacı yan, Davalı….tarafından aleyhine başlatılan icra takibine konu senedin dava dışı………Tic.Ltd Şti ve …..Ltd Şti’den mazot aldığını ve buna ilişkin emanet fişleri imzaladığını, akaryakıt şirketlerine tüm borçlarını ödediğini, davalıların ise aralarında anlaşarak emanet fişlerini işyerinden çalarak dip koçanlarını koparıp senet haline getirdiklerini iddia etmiştir. Davacının anılan bu iddiası karşısında mahkemece, dava konusu senedin emanet fişlerinden koparılarak senet haline getirilip getirilmediği iddiası üzerinde durularak gerektiğinde bu hususta konusunda uzman bir bilirkişiden veya bilirkişi heyetinden rapor alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir…” Y.19 HD. 2016/6277 E, 2017/847 K sayılı ilamı :”…Mahkemece davalıdan sözleşme aslını ibraz etmesi istenip, bilirkişi incelemesi ile senedin sözleşme altından kesilip kesilmediğinin belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir….” Y.15 Ceza Dairesi 2017/13911 2017/21445 K sayılı kararı “…. Sanıklardan …..ile katılanların araç alım satımına ilişkin protokol tanzim ederek imzaladıkları daha sonra katılanın aracı satın almaktan vazgeçmesi üzerine sanı….’nın cebinden çıkardığı kağıt parçasını aralarında düzenledikleri protokol olduğunu beyan ederek yırttığı, ancak protokolün altında tırtıklı vaziyette kesilebilecek ebatta bir bononun bulunduğu ve katılanın imzasının bu bononun borçlu kısmına gelebilecek şekilde atılmasının sağlandığı daha sonra sanık….’nın suça konu bonoyu diğer sanıkları alacaklı göstermek suretiyle icra takibine koydurduğu iddia ve kabul edilen olayda, kamu kurumu niteliğindeki icra müdürlüğünün aracı kılınması nedeniyle eylemin 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin
delillerin takdiri ile değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması…..”
Davalı ...’ın ... C.Başsavcılığı ... Soruşturma dosyasına verdiği ifadede “…. ... evimin çatısı işlerini yapacaktı kendisiyle 20.000 TL karşılığında anlaştık ancak daha sonra aramızda anlaşmazlık
oldu bende yapım işini iptal edip paramı geri istediğimde şu an nakit ödeme yapamayacağını söyleyerek bana bu senedi verdi Benden ödeme için mühlet istedi ancak sonrasında sorunu çözemedi paramı da iade etmedi bende bu nedenle senedi icra takibine koymak zorunda kaldım…” Davalı ile abisi ... 6 SC Hakimliğince ..y. Sorgu numarası ile tutuklandıkları, 4 kardeş hakkında ... C.Başsavcılığınca tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılmak suretiyle dolandırcılık açığa imzanın kötüye kullanılması, resmi belgede sahtecilik…suçlarından İddianame düzenlendiği, ... 24 Ağır
Ceza Mahkemesince İddianame kabul edildiği, ... 24 ACM ... E Sayılı dosyasından sanıkların tutukluluğunun devam ettiği, Masumiyet karinesine saygı duymakla birlikte tensip zaptında 39 kişinin müşteki olduğu dosyada yargılanmaları hakkında yeterli şüphe olduğunu gösterdiği, İmza incelemesinin davadaki haklılık bakımından değerlendirmeye alınmamasına, davanın dayanağı icra takibine müstenit bononun başka bir kağıttan kopartılıp, kopartılmadığı hakkında öncelikle usul ekonomisi ilkesi gereğince zaten çıplak gözle de görülebileceği üzere duruşmada keşif yapılıp tutanak tutulmasına
keşif zaptı oluşturulmasına, Aksi takdirde Mahkemenizce senedin koçanlı/tırtıklı yapıda olup, olmadığı, bir sözleşmeden kopartılıp kopartılmadığı hakkında tahrifat incelemesi bakımından bilirkişiye tevdiine, Çelişkili beyanlardan dolayı Ta’lil konusunun resen dikkate alınmasına, Davalının cevap dilekçesiyle, soruşturma dosyasından çatı yaptıracaktım senaryosu arasındaki çelişkiden dolayı davayı aydınlatma ödevi gereğince lüzumu görülürse isticvap edilmesine, aradaki çelişkinin davalı asilden sorulmasına, gerek görülürse İstanbul İcra Tevzii bürosundan davalının alacaklı olduğu icra takipleri ve davalı olduğu davalar hakkında bilgi edinilmesine, sonuç olarak, Davacıların ... İcvra Md ... E Sayılı dosyasından borçlu olunmadığının tespitine, Suç teşkil eden fiiller sonucu icra takibi yapan davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, Yargılama giderleri vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine, tüm vakıalar kül halinde değerlendirilip, deliller toplanıp, ispat yükünün davalı tarafa tahmiline, ihtiyati tedbir kararı verilmesine……" karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; .... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyasında davacıların borçlu olunmadığına yönelik (menfi tespit) davasından ibaret olduğu ve davanın kambiyo senedine dayalı olarak açılan menfi tespit davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili davada; .... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı, Ölümlü/yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağı, şirketlerin ticari defterleri, ilgili sigorta şirketlerine ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve yargılamanın devamı sırasında liste halinde sunulacak sair yasal delile dayanmıştır.
.... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının ..., borçlunun ... ve
... İnş. Taah. San Ve Tic A.ş olduğu, 20.000,00 TL asıl alacak, 1.356,99 TL işlemiş faiz, 60,00 TL komisyon olmak üzere toplam 21.416,99 TL alacak için 02/05/2019 tarihinde takibe girişildiği görülmüştür.
Dosyanın imza incelemesi yönünden bilirkişiye tevdi edildiği, 01/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İnceleme konusu 20.12.2018 Ödeme Günü, alacaklısı Bekir olan, 20.000 (yirmi bin) TL tutarlı senet aslı metninde yer alan ... adına atfen atılı borçlu imzası ile ...'ün mukayese imza örnekleri arasında, bir kısmı Resim 1 ve Resim 2 renkli oklarla gösterilmiş olan, imza eğim ve ölçüsü, başlangıç ve bitirilişi, grama ve iç gövde büklümlerinin şekil ve biçimlendirilişi ile bağlantı ve orantıları, aralıklar, baskı derecesi ve işleklik gibi unsurlar bakımından ileri derecede benzerliklerin mevcut olması nedeniyle, senedin borçlu imzasının ...'ün eli ürünü olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edildiği, 28/02/2022 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; a) davalı tarafından dava konusu senede ilişkin olarak “Çatı tamiri için tarafların 20.000 TL bedel üzerinden anlaşma yapıldığı ve sonrasında anlaşmazlık çıkması ile yapılan ödemenin geri istendiği, ödemenin iade edilmemesi üzerinde söz konusu senedin alındığı” yönündeki iddiaların geçerli delillerle ispat edilemediği, b) bu durumda davalının temel ilişkiden kaynaklanan herhangi bir alacağının bulunmadığı, bu bakımdan, bono bedelinin davalı tarafından tahsil edilmesi halinde tahsil edilecek bedelin davalı açısından bir sebepsiz zenginleşme oluşturacağı,15/07/2022 Tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Sayın mahkemenizin ilgili ara kararı ile tarafların kök rapora vaki itiraz beyan ve taleplerinin değerlendirlmesi ile ek rapor alınmasına ilişkin kararı gereğince tarafımıza tevdii edilen dava dosyası, taraf itiraz beyan ve taleplerine yukarıda yer verildiği, davacı yan rapordaki tespit ve değerlendirmelere yönelik beyanlarda raporun benimsendiği ve sebet borcunun ödenmiş olduğundan davanın kabulü ile yapılan ödemenin istirdadına karar vaerilmesi talep edilmiştir. Davalı yan ise, huzurdaki davaya konu senedin kambiyo senedi vasfında olduğu ve senet üzerindeki atılı imzaların davacıya ait olduğundan Kambiyo hukuku mantığına uygun olmadığı, davacının borcunun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlamaya mevbur olduğunu, ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. heyetimizce hazırlananrak mahkemeniz takdirlerine arz edilen 28.02.2022 tarihli kök rapordaki inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda oluşan heyet görüş ve kanaatimizi değiştirerek her hangi bir somut belge ve bilgi taraflarca dosyaya sunulmadığı, bu halde: kök rapordaki inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucu oluşan görüş ve kanaatimize tekraren, kök raporun sonuç kısmında özetlenen ve aşağıda yer verilen; a) davalı tarafından dava konusu senede ilişkin olarak “çatı tamiri için tarafların 20.000 TL bedel üzerinden anlaşma yapıldığı ve sonrasında anlaşmazlık çıkması ile yapılan ödemenin geri istendiği, ödemenin iade edilmemesi üzerinde söz konusu senedin alındığı” yönündeki iddiaların geçerli delillerle ispat edilemediği, b) bu durumda davalının temel ilişkiden kaynaklanan herhangi bir alacağının
bulunmadığı, bu bakımdan, bono bedelinin davalı tarafından tahsil edilmesi halinde tahsil edilecek bedelin davalı açısından bir sebepsiz zenginleşme oluşturacağı..” tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, tarafların defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davalı yanın, 02/05/2019 tarihinde davacı borçlu aleyhine .... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası 21.416,99 TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davacı yanın işbu menfit tespit davasını açtığı,
... C. Başsavcılığı Soruşturma No. ... nolu dosyası incelendiğinde; Farklı müştekilerin, Davalı ..., ..., ... ... ..Ltd Şti hakkında bir çok şikayet yapıldığı, şikayet konusunun müştekilerin ... Ltd Şti’den araç kiralama yaptıklarını, imzalanan araç kiralama sözleşmesi ile birlikte sözleşme dahilinde farkında olmadan bono imzaladıklarını, araç kiralama bedellerinin
ödendiği, araçların geri iade edildiği, sonrasında ise sözleşme ile birlikte farkında olmadan
imzaladıkları senetlerin genellikle ... alacaklı gösterilmek suretiyle icra takipleri
ile karşılaştıkları, şüphelilerin evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık yoluyla
dolandırıldıklarını ve şikayette bulundukları,
Dosya kapsamında Şüphelilerden ...’ın 26.01.2021 tarihli savcılık ifadesinde, kendisinin
... ... isimli firmanın tek yetkilisi olduğunu, Şirketi kendisinin ve kardeşi
... ile birlikte işlettiklerini, kendisinin şirkette olmadığı zamanlarda şirket
yönetimin ... Yönettiğini, 18.11.2020 tarihli karakolda ifade verdiğini; “o
ifademi aynen tekrar ediyorum, sadece ifademde geçen – Biz araç kiralama yaparken tüzel
ve genel kişilere kesinlikle senet imzalatmayız- şeklindeki ibare yanlış kaydedilmiştir.
Buradaki kastım araç kiralayan müşterilere sözleşme ve sözleşmenin son sayfasında
bulunan senet dışında müstakil bono veya başka bir alacak senedi imzalatmayız" şeklinde
olduğu,
Şüpheli Müdafisinin de beyanında; "..Şüphelinin savunmasına aynen katılıyoruz, firma müşterileri
araç kiralarken imzalattığı sözleşmenin ekinde son sayfada ayrıca bir teminat senedi bulunmaktadır
ve sözleşmenin 4.j maddesinde bu senede atfen doğabilecek alacaklarda kullanılmak üzere alındığı
açıkça belirtilmete ve sözleşmenin bir örneği müşterilere verilmektedir…." şeklinde beyanda
bulunulduğu,
Davalı ...’ın 24.02.2020 tarihli İfadesinde; “….... ve
yetkilisi ... A.Ş aleyhine ... İcra Md ... E Sayılı dosyasıyla
başlatmış olduğum, icra takibinin dayanağı olan 20.000 TL’lık senet ...’den
olan şahsi alacağım nedeniyle düzenlenip tarafıma verilmiştir. ... evimin çatı
işlerini yapacaktı. Kendisiyle 20.000 TL karşılığında anlaştık Ancak daha sonra aramızda
anlaşmazlık oldu. Bende yapım işini iptal edip paramı geri istediğimde şuan nakit ödeme
yapamayacağını söyleyerek bana bu senedi Verdi ve benden ödeme için mühlet istedi. Ancak
sonrasında sorunu çözemedi paramıda iade etmedi. Bende bu nedenle senedi icra takibine
koymak zorunda kaldım Şikayet dilekçesinde bahsi geçen iddialar asılsızdır. …..” şeklinde
ifade verdiği,
Davacı şirket ile dava dışı ... ... Gıda Hayv. İnş. Tur. Seyh.
Hizm. San Tic Ltd Şti arasında imzalanan araç Kiralama Sözleşmesi kapsamındaki ticari ilişki
ile ilgili olarak davacı şirket tarafından araç kiralamadan dolayı, 30.04.2018/31.12.2018
tarihleri arasında dava dışı araç kiralayan ... Ltd Şti tarafından davacı şirkete
14.031.80 TL Tutarında Kiralama bedeli fatura edildiği ve Kiralama bedellerinin tamamının
dava dışı şirkete ödendiği, davacı ile dava dışı şirket arasında 2018 yılı kayıtlarına göre
borç/alacak kalmadığı, huzurdaki dava konusu 20.000 TL bedelli senet ile ilgili olarak, davacılar ile davalı
... arasında her hangi bir ticari ilişkinin varlığına ilişkin davacı şirket
kayıtlarında her hangi bir kayıt bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu alacak, bir kambiyo senedine dayanmaktadır. Kambiyo
senetlerinde, taraflar arasındaki ilişkilerden doğan defiler şahsi defilerdir (TTK. M.
687, 825). Bu defiler taraflar arasında ileri sürülebilir. Temel ilişkinin geçersizliği,
muvazaa, irade bozukluğu, gabin, zapt, ayıp, sözleşmenin ifa edilmediği ve
zamanaşımı gibi defiler temel ilişkiden doğan defilerdir (Reho Poroy/Ünal Tekinalp,
Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, İstanbul 1999, s. 43; Mehmet Bahtiyar, Kıymetli
Evr ak Hukuku, İstanbul 2003, s. 27).
Gerçekten de TTK. m. 825/1 hükmüne göre borçlu, “...alacaklı kim ise ona karşı
şahsen haiz olduğu defileri ileri sürebilir”. Bu durumda “kıymetli evrakta soyutlu
ilkesi” gereği düzenlenen senedin mücerret borç ikrarını içerdiği ve temel ilişkiden
bağımsız olduğu taraflar arasında ileri sürülemez. Her ne kadar senedin
düzenlemesiyle birlikte mücerret bir borç ikrarının varlığı kural olarak kabul edilse
bile, mücerret borç ikrarı ortaya sadece ispat mücerretliğini çıkarır. Mücerret borç
ikrarını içeren bir senet düzenlenip alacaklıya verildiğinde alacaklı hakkını dermeyan etmek için hukuki sebebi ispat etmek zorunluluğundan kurtulmakta, ispat yükü yer
değiştirmekte borcun sebebinin bulunmadığını ileri süren borçlunun bu iddiasını ispat
etmesi gerekmektedir. Borçlu, borcun sebebinin bulunmadığını ispat edecek olursa
alacağın hükümsüzlüğü tespit edilmiş olacak ve alacaklı alacağı talep etmeyecektir.
Mücerret borç ikrarında bulunan borçlunun bu ikrarı ile temel borç ile aynı içerikte ve
temel borç ilişkisine bağımlı bir borç oluşur. Mücerret borç ikrarı ile doğan borcun
ikrarı ve geçerliliği temel borcun var ve geçerli olmasına bağlıdır. Temel borç yoksa
veya geçerli değilse borç ikrarından da borç doğmaz, geçerli olmaz (Reho Poroy/Ünal
Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, İstanbul 1999, s. 40-41, dn. 20). Çünkü
senet ile asıl alacak arasında amaç bağlılığı mevcuttur ve asıl alacağın geçersiz olması
senede bağlı alacağın talep edilebilirliğini de ortadan kaldırır (Bahtiyar, s.39 ve 90-91).
Bu nedenle mücerret kıymetli evrakta, senet, temel ilişkinin tarafları arasında kaldığı
sürece mücerretlik kuralları uygulanamaz (Poroy/Tekinalp, s. 43).
Dava konusu olayda, davalı vermiş olduğu ifadede, alacağın sebebini, “Çatı
tamiri için tarafların 20.000 TL bedel üzerinden anlaşma yapıldığı ve sonrasında
anlaşmazlık çıkması ile yapılan ödemenin geri istendiği, ödemenin iade edilmemesi
üzerinde söz konusu senedin alındığı” şeklinde göstermiştir.
İspat yüküne ilişkin HMK. m. 90 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir
düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine
hak çıkaran tarafa aittir”. Somut olayda alacağın varlığı sadece dava konusu bonodaki
mücerretliğe dayandırılmayıp, davalı tarafından çatı tamiri sözleşmesine ve bu
sözleşmeye istinaden ödenen bedele dayandırıldığından, ispat mücerretliği ortadan
kalkmaktadır. Bu durumda, HMK’nın yukarıda anılan hükmü de dikkate alındığında,
davalı ve vekilinin anılan ikrar ve iddialarına bağlı olarak, davalı tarafından, dava
konusu bononun anılan sebeplerle alındığının geçerli delillerle ispat edilmesi gerekir.
Aksi takdirde davalının, dava konusu bedel oranında sebepsiz zenginleşeceği açıktır.
Gerçekten de Hukuk Genel Kurulu vermiş olduğu bir kararında bu hususu şu
şekilde dile getirmiştir: “Alacağın varlığını ve dayandığı temel ilişkinin senettekinden
farklı olduğunu iddia eden alacaklı artık kendi dayandığı ve senetten anlaşılmayan
elden para verilme olgusunu ispat yüküyle karşı karşıyadır. Eş söyleyişle, kendi
dayanağı olan senetteki sebepten ayrılarak elden para verildiği iddiasını ortaya
atarak, "bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden" taraf davalı/alacaklıdır
ve bu vakıayı ispat etmeye mecburdur, dolayısıyla ispat yükü davalı/alacaklıdadır.
Borçlu aralarında temel ilişkinin varlığını kabul etmemiş, kendisine ispat yükü
getirecek olan ödeme nedeniyle karşılıksızlık iddiasında bulunmamış, aksine borcun
varlığını inkar etmiştir. Alacaklının bonodaki malen kaydına karşın alacak borç
ilişkisinin mal alışverişine dayanmadığı yönündeki kabulü karşısında
davacı/borçlunun iddiası bu noktada sabit olmaktadır. Lehdarın yani alacaklının
"bedelin para olarak verildiği" iddiasını ispat yükü ise kendisinde bulunmaktadır”
(HGK’nın E. 2003/19-781, K. 2003/768 sayı ve 17.12.2003 tarihli kararı).
Davalı tarafından, iddialarını ispatlayan herhangi bir belge dosyaya
sunulmamıştır. Bu durumda davalının temel ilişkiden kaynaklanan herhangi bir
alacağının bulunmadığı, bu bakımdan, bono bedelinin davalı tarafından tahsil edilmesi
halinde tahsil edilecek bedelin davalı açısından bir sebepsiz zenginleşme oluşturacağı
hususunun tespit ve rapor edildiği, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında, (20/08/2018 düzenlenme tarihi 20/12/2018 vade tarihli 20.000,00-TL bedelli senet yönünden davacıların davalıya borçlu olunmadığının tespitine) borcu ödenmiş olmakla davaya istirdat davası olarak devam edilmek suretiyle 34.991,09-TL nin 23/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.462,92 TL harçtan peşin alınan 365,74 -TL 232,00 TL ıslah harcı olmak üzere bakiye 865,18 -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 365,74-TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 232,00 TL ıslah harcı, 2.450 -TL bilirkişi ücreti, 270,00 -TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 3.368,54-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 -TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2022
Katip ...
e-imzalıdır
Hakim ...
e-imzalıdır