Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/678
Karar No: 2021/6559
Karar Tarihi: 25.11.2021

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/678 Esas 2021/6559 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/678 E.  ,  2021/6559 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 28.02.2019 gün ve 2018-410/221 sayılı kararı onayan Daire"nin 14.11.2019 gün ve 2019-2402/7227 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin 1983 yılından beri davalı MAİS"in yetkili servisi olarak görev yaptığını, 2002 yılında davalının Yeni Bölge Dağıtım Sistemine geçiş gereği tüm yetkili servislerin yeni belirlenen Bölge bayilerine bağlanacağını belirterek matbu fesihnamelerin imzalanmasını talep ettiğini, müvekkilinin davalıya inanarak fesihnameyi imzalamasına rağmen Bölge bayisine bağlanmadığını, MAİS"in İstanbul 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 15.07.2004 tarih, 2002/355 E., 2004/456 K. sayılı kararı ile müvekkili aleyhine marka ihlali ve haksız rekabet iddiası ile açtığı davanın reddedildiğini, müvekkilince açılan karşı davanın kabul edilerek sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti ile sözleşmenin yürürlükte olduğuna hükmedildiğini, yargı kararına uyularak yetkili servis statüsünün tanınması ve müvekkilinin zararının tazmin edilmesi için davalıya ihtar çekilmesine rağmen sonuç alınamadığını, tazminat taleplerinin iki kalemde toplandığını, ilkinin davalının sözleşmeyi ihlal ederek müvekkilini 4 yıl boyunca yetkili servislere sağlanan tüm imkanlardan mahrum etmesi ve yetkili servis olarak çalışmasını engellemesi, yetkili servislerin yararlandığı garantili araç bakımı yapmasına izin verilmemesi, filo anlaşmaları yapma imkanından ve davalının yetkili servislere verdiği eğitim, bilgi işlem gibi teknik desteklerden mahrum kalması, davalının müvekkili aleyhine ikame ettiği dava tarihi olan 22.05.2002 tarihinden işbu dava tarihi olan 03.04.2006 tarihine kadar olan 46 aylık süre içinde yetkili servis olarak çalışamamaktan doğan işçilik gelir kaybı ve parça satış kaybından doğan toplam geçmiş zararının 2.622.000,00 TL olduğunu, bu kalem için şimdilik 950.000,00 TL talep ettiklerini, 2. zarar kalemi olarak sözleşmenin davalı tarafından ihlal edilmesi nedeni ile müvekkilinin yetkili servis olarak çalışsa idi bundan sonra mamelekinde gerçekleşecek artışın davalıca engellenmesi nedeni ile kar kaybı olduğunu ve 5 yıllık süre zarfında muhtemel yoksun kalınan karın 3.500.000,00 TL olduğunu, bu tutardan şimdilik 50.000.-TL talep ettiklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000.000,00 TL tazminatın 22.05.2002 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep etmiş, 24.02.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 1.030.000.-TL"nin tahsilini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulüne, 671.974,11 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
    Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 10,30 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 520,95 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 25/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY

    Dava, Bayilik Sözleşmesinin haksız olarak feshi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemenin önceki 22.01.2015 tarih ve 2014/502 E. – 2015/30 K. sayılı kararı ile Bayilik Sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshi nedeniyle 671.980,06 TL’ye hükmedilmiş ise de bu karar Dairemizin 21.06.2016 T. ve 2015/6546 E. - 2016/580 K. sayılı kararı ile davacı ve davalı vekillerinin esasa ilişkin sair temyiz itirazlarının reddi ile “Dava, taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesinin feshinin geçersiz olduğunun mahkeme ilamı ile tespitine kadar geçen sürede davacının yetkili servis olarak çalışamamaktan doğan zararının tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının dava konusu dönemde de servis işine devam ettiğini, zararı söz konusu olmayıp aksine kar elde ettiğini savunmuştur. Mahkemece ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda buna dair bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece davacının dava konusu dönemde özel servis olarak çalışıp çalışmadığı, servis faaliyeti dışında kar elde edip etmediğinin şirket defter ve kayıtları bilirkişi marifeti ile incelettirilmek suretiyle araştırılıp, söz konusu dönemde özel servis olarak çalışması nedeniyle kar elde ettiği sonucuna ulaşılması halinde tespit edilen bu meblağın davacının yetkili servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktardan mahsubu yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken yetersiz bilirkişi incelemesine dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmakla, bozma dışında kalan sair hususlarda taraflar yararına usulü müktesep hak doğmuştur. Usulü müktesep hakların korunması kamu düzenine ilişkin olup tüm yargı organlarınca re’sen dikkate alınması gerekir.
    Yukarıda anılan bozma ilamı ile, davacının bayilik ilişkisi sona erdikten sonraki dönemde fiili çalışması ve bu suretle elde ettiği kâr varsa bunun tazminat toplamından düşülmesi gerektiğine ilişkindir. Bozma ilamı sonrasında sadece bu kapsamda bir inceleme ve araştırma yapılması gerekirken, bilirkişi tarafından baştan sona yeni bir hesap yapılarak rapor tanzimi doğru olmamıştır.
    Öte yandan, bozma sonrası alınan raporda da açıkça görüleceği üzere, davacının sözleşme ilişkisinin son bulduğu tarihteki işçilik çalışma saati toplamı 6.677 saat karlılık %7,54 iken, bu miktarın 2003 yılında 11.802 saat ve karlılık oranının %48,15, 2003 yılında 11970 saat ve karlılık oranının %51,14, 2005 yılında 12.243 saat ve karlılık oranının %29,13 ve son olarak 2006 yılında 13.767 saat karlılık oranının %25,88 olduğu, bu durumda davacının tazminat isteminde bulunduğu dönemde faaliyetlerine devam ettiği, şayet bayi olarak devam etseydi anılan 5 yıllık sürede toplamda 27.195 saat daha fazla çalışacak olduğu, bu durumda bilirkişi tarafından davacının tazminat istenen dönemde çalışarak elde ettiği gelirin düşülmesi gerektiği, nitekim davacının anılan dönemde brüt karının 559.606.-TL olarak hesaplandığı, bu bedelin 671.980,06 TL’lik tazminat miktarından düşülmek suretiyle mahrum kalınan kar hesabı yapılması gerekirken, bu defa yeni rapor ile davacının olması gereken muhtemel karını Bozma ilamından önce alınan rapordakinden daha yüksek (1.389.969 TL) bulmak suretiyle bu rakamdan elde edilen karın düşülmesini dosyadaki kazanılmış haklar ilkesine aykırı bulduğumdan, bozma öncesi mahkeme kararındaki gibi neredeyse aynı miktarda 671.974,11 TL tazminata hüküm olunmasını doğru bulmadığımdan, onama ilamına yönelik karar düzeltme isteminin reddine dair Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi