12. Ceza Dairesi 2018/8468 E. , 2019/11407 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, haberleşmenin gizliliğini ihlal
Hükümler : 1- Hakaret suçundan dolayı TCK’nın 125/1, 129. maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına
2- Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK’nın 132/2-2, 62, 50/a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hakaret suçundan sanık hakkındaki ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dosya kapsamına göre, şikayetçi ...’nın yetkilisi olduğu yayınevi şirketi ile sanık ... arasında sanığa ait üç kitabın basımı ile ilgili yapılan sözleşmenin ardından tarafların sözleşmeye aykırı hareket edildiğinden bahisle uyuşmazlığa düştükleri dönemde, sanığın, şikayetçi ile yaptığı ve gizlice kaydettiği telefon görüşmesini, “ ... terbiyesizliği (... Yayınları)”, “Sosyal Medyada şahsıma karşı yapılan hakaret ve karalamaların gerçek sebebi şuanda kitaplarımın başarısıdır... izleyin ağzı bozuk bir insan neler yapabiliyor. Siz olsaydınız bu yayınevinde durur muydunuz?” açıklamaları ile birlikte “youtube” adlı video paylaşım sitesinde yayımlayarak TCK’nın 132/3. madde ve fıkrasında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu işlediği, “Lütfen Sonuna Kadar Okuyun!!!” başlıklı facebook paylaşımında da; “...Yazarlık hayatımda yaşadığım pek çok sıkıntıya iki gündür bir yenisi eklendi. Kitaplarımın son zamanlardaki başarısını hazmedeyen bilerek ve isteyerek uzaklaştığım ... yayınlarının sahibi küfürbaz ahlaksız Mustafa ... iftira, entrika ve komplolarla beni daha önce de denediği gibi küçük düşürmeye çalışıyor ve sizlerin nezdinde rencide etmeye gayret ediyor...” ibareleri ile şikayetçiye yönelik TCK’nın 125. maddesindeki hakaret suçunu işlediği iddialarına konu olayda;
5560 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile değişik CMK"nın 253/1-a madde, fıkra ve bendi gereğince uzlaşma kapsamında olan haberleşmenin gizliliğini ihlal ile hakaret suçlarından dolayı soruşturma evresinde CMK"nın 253. maddesi uyarınca sanıkla şikayetçi arasında uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden dava açıldığı, kovuşturma evresinde de aynı Kanun"un 254. maddesi uyarınca bu eksikliğin giderilmediği anlaşılmakla, mahkemece CMK"nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, uzlaştırma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi nedeniyle ceza vermekten vazgeçilmesi halinde temel cezaya hükmetmeden TCK’nın 129/3 ile CMK"nın 223/4-c madde ve fıkraları gereğince doğrudan “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Karşılıklı hakaret eylemleri yönünden, CMK"nın 223/4-c madde, fıkra ve bendi gereğince “ceza verilmesine yer olmadığına” yerine “ceza verilmekten vazgeçilmesine” biçiminde anılan Kanun maddesinde öngörülmeyen bir karar türüyle hüküm kurulması,
c) Sanığın, kendisiyle yapılan haberleşmenin içeriğini, şikayetçinin rızası olmaksızın alenen ifşa ederek TCK’nın 132/3. madde ve fıkrasında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu işlediği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında temel ceza tayin edilirken, uygulanan kanun maddesinin, “TCK’nın 132/2-2. maddesi” şeklinde yazılması suretiyle CMK"nın 232/6. madde ve fıkrasına uyulmaması,
d) TCK"nın 50/6. madde ve fıkrasında bulunan “yaptırım” ibaresinin 01.03.2008 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 26.02.2008 tarihli 5739 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK"nın 50/6. madde ve fıkrasında hükmün kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.