Hukuk Genel Kurulu 2017/383 E. , 2019/297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Elbistan İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.02.2016 tarihli ve 2014/738 E.-2016/39 K. sayılı kararının davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 02.05.2016 tarihli ve 2016/14004 E.-2016/9760 K. sayılı kararı ile;
"... Davacı, iş akdinin işverence haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek ihbar ve kötüniyet tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, yetkili mahkemenin hangi iş mahkemesi olduğu uyuşmazlık konusudur.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesi uyarınca, İş Mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme geçerli değildir.
İş Mahkemesinin görevi kapsamında bulunan bir dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Davacı vekili, davacının EÜAŞ Genel Müdürlüğünün Afşin-Elbistan İşletme Müdürlüğünde çalıştığını ileri sürerek işçilik alacaklarının tahsili bakımından talepte bulunmuştur. Davalı EÜAŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının çalıştığı iş sahasının Afşin olduğunu beyanla yetki itirazında bulunmuştur.
İş Mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgilidir. Bu nedenle hâkim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir.
Dosya içerisinde yer alan SGK belgelerinde işyeri adresinin Çoğulhan Kasabası Afşin Kahramanmaraş olarak belirtildiği görülmüştür. Mahkemece yetki itirazı hakkında bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Tüm bu tespitlere göre Mahkemenin yetkisi hususunda oluşan şüphe karşısında; davacının çalıştığı işyerinin bulunduğu mahal kuşkuya yer vermeyecek surette tespit edilmeli ve yukarıda değinilen yetki kuralları kapsamında yetki itirazı değerlendirilmesi gerekirken yetki hususu açıklığa kavuşturulmadan işin esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır...."
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ...Ş. (EÜAŞ) tarafından ihale edilen iş kapsamında Afşin-Elbistan İşletme Müdürlüğü bünyesinde pikapla taşıma işini üstlenen dava dışı Bayramoğlu İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nde (ihbar olunan şirket) pikap şoförü olarak 02.10.2012-11.02.2013 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve kötü niyetli olarak feshedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ihbar ve kötü niyet tazminatlarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı EÜAŞ vekili, müvekkili şirket ile ihbar olunan şirket arasında iki yıl süreli olarak yapılan hizmet alım sözleşmesi uyarınca 52 adet pick-up, 112 şoför ve yakıtı ile birlikte hizmet yürütüldüğünü, müvekkili ile diğer şirket arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, iş sahasının Afşin ilçesinde olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İhbar olunan şirket, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davalı ile ihbar olunan şirket arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın ve kötü niyetle feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Mahkemece, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5’inci maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114/1-ç maddelerine değinildikten sonra somut olayda, davalının 10.02.2015 tarihli ve 7128 sayılı yazısı ile teknik şartnamenin birinci maddesi nazara alındığında, davacının işini yaptığı yerin aynı zamanda mahkemenin yetki alanı içerisinde kaldığı, bu nedenle davalının yetki itirazının 12.03.2015 tarihli celsede değerlendirilerek reddedildiği, sigorta sicil dosyasının Afşin Sosyal Güvenlik Müdürlüğünde olmasının anılan sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını davalı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, işçilik alacakları istemli eldeki davada, mahkemenin yetkisine ilişkin olarak yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davaya bakmaya yetkili mahkemenin Elbistan mı yoksa Afşin İş Mahkemesi mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5’inci maddesi iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Bu maddede “İş Mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikâmetgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı iş yeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.” hükmü yer almaktadır.
Maddenin gerekçesinde ise “gerek işçi, gerek işveren veya vekili tarafından bu kanuna göre iş mahkemesinde açılacak davalarda hangi yer mahkemesinin yetkili olduğunu göstermek üzere tedvinine lüzum görülen bu madde, Hükümet tasarısında derpiş edilmemiş olan bir ihtiyacı karşılamaya matuf bulunmaktadır. Bilhassa işçilerin içinde bulundukları şartlar bakımından, dava olunanın ikâmetgahı mahkemesinde dava açmaya mecbur kalmalarından doğabilecek güçlüklerin önlenmesi maksadıyla, bu davaların, dava olunanın Medeni Kanun gereğince ikâmetgahı sayılan yer mahkemesinde açılabileceği gibi işçinin işini yaptığı iş yeri için yetkili yer mahkemesinde de görülebileceği esası konulmuş, kamu intizamı bakımından konulmuş bu yetki hükmünün hilafına mukavele yapılamayacağı da tashih edilmek suretiyle işverenlerin işçiler tarafından aleyhlerine dava açılmasını güçleştirmek üzere iş mukavelelerinde veya iş yeri dahili talimatnamelerinde başka yargı merci tayin etmeleri önlenmiştir” denilmektedir.
Anılan düzenleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 6’ncı maddesinde düzenlenen genel yetki kurallarına uygun olup, buna ek olarak işçinin işini yaptığı yer mahkemeleri de iş davaları için yetkili kılınmaktadır. Bu yetki kuralı, işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan alacak ve hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkları yönünden kamu düzenine ilişkindir. Öngörülen kamu düzeni etkisinin, ilke olarak işverene karşı ve yalnız işçinin yararına olduğu, burada işçinin değil işverenin sözleşme serbestisinin kısıtlandığı, bu nedenle anılan maddenin yetki ile ilgili genel hükümleri kaldırmadığı, sadece genel hükümlerle birlikte öngörmüş olduğu, iş yeri esasına dayanan yetkiyi bertaraf edecek anlaşmaları geçersiz kılacağı, geçersizliğin sadece işvereni hedef tuttuğu anlaşılmaktadır.
Nitekim bu ilke Hukuk Genel Kurulunun 03.07.2013 tarihli ve 2012/10-1832 E.-2012/427 K.; 25.09.2013 tarihli ve 2013/22-186 E.-2013/1391 K. ile 08.02.2017 tarihli ve 2015/22-842 E.-2017/223 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Yeri gelmişken iş hukukunun yer itibariyle uygulama alanını oluşturan iş yeri kavramı üzerinde de durulmalıdır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun (İş Kanunu/Kanun) 2’nci maddesinde iş yeri;
“…İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.
İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır.
İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür…” şeklinde tarif edilmiştir.
Görüldüğü üzere herhangi bir sınırlama yapılmaksızın tüm araçlar, iş yeri kapsamına dâhil edilmiştir.
İş yerinde görülmekte olan faaliyete katkıda bulunan sabit veya hareketli her türlü araç iş yerinden sayılır. O hâlde, iş yerinde kullanılan nakliye aracı, otobüs, kamyon, otomobil, sabit vinç, grayder, buldozer gibi iş makineleri vb. bu kavrama dahildir. İşverenin aracın maliki olması zorunlu değildir. İş hukukunda iş yerinde teklik ilkesi benimsenmiştir. İşin yapıldığı yer, iş yerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar birlikte bir bütün oluşturarak iş yerini meydana getirirler (Süzek, S.:İş Hukuku, 16. Baskı, Ankara, 2018, s.197).
Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olaya bakıldığında, davacının, 02.10.2012-11.02.2013 tarihleri arasında ihbar olunan Bayramoğlu İnş. San. Tic. Ltd. Şti. nezdinde pikap şoförü olarak çalıştığı, hizmet alım sözleşmesinin 5’inci, teknik şartnamenin 1’inci maddelerinde Elbistan-Afşin sınırları içerisinde hizmet alımı kapsamında çalıştırılmak üzere araçların şoför ve yakıtı ile birlikte kiralanacağının belirtildiği, mahkemece davacının fiilen çalıştığı iş yerinin hangi ilçe sınırları içerisinde kaldığının sorulması üzerine davalı EÜAŞ tarafından, 10.02.2015 tarihli ve 7128 sayılı yazı ile, “…davacının alt işvereni Bayramoğlu firmasının o dönemde fiilen çalıştığı iş yeri Elbistan ilçesinin idari sınırları içerisinde olup, bahse konu davaya esas teşkil edecek müdürlüğümüzdeki mevcut belgeler ise yazımız ekinde sunulmuştur…” şeklinde cevap verildiği görülmüştür.
Ayrıca davalı ile ihbar olunan şirket arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin 10’uncu maddesinde işin yapılacağı yerin, EÜAŞ Afşin-Elbistan Linyitleri İşletme Müdürlüğü, Elbistan/Kahramanmaraş olarak gösterildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece davacının çalıştığı iş yerinin hangi ilçe sınırları içerisinde kaldığı davalıdan sorulmuş, gelen yazı içeriği dikkate alınarak 12.03.2015 tarihli ara karar ile davalının yetki itirazının reddine karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Bununla birlikte davacının pikap şoförü olup taşıma işi yaptığı görülmekle, kullandığı aracın iş yeri organizasyonu içerisinde yer aldığı, iş yerinin ise davalı cevabı gözetildiğinde Elbistan ilçesi idari sınırları içerisinde yer aldığı da gözden uzak tutulmamalıdır.
Bu durumda davalının 10.02.2015 tarihli ve 7128 sayılı yazısı ile ihbar olunan şirketin iş yerinin Elbistan ilçesi idari sınırları içerisinde kaldığının anlaşılması, hizmet alım sözleşmesi ile teknik şartnamenin yukarıda belirtilen maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, işçilik alacakları istemli eldeki davada yetkili iş mahkemesinin Elbistan İş Mahkemesi olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar bir kısım işçiler tarafından, ihbar olunan şirket yetkilisi hakkında Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ve yapılan soruşturma sonucunda yetkisizlik kararı ile soruşturma dosyası Afşin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş ise de, ceza yargılamasında yetkinin belirlenmesinde suçun işlendiği yer dikkate alınacağından, verilen yetkisizlik kararının işçilik alacağı istemli eldeki davada, iş mahkemesinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınamayacağı da açıktır.
Hâl böyle olunca mahkemece verilen direnme kararı yerindedir.
Ne var ki, Özel Dairece bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç: Direnme uygun bulunduğundan davalı EÜAŞ vekilinin işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 22. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 14.03.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.