11. Hukuk Dairesi 2016/13109 E. , 2017/2950 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16.10.2015 tarih ve 2014/1412-2015/1313 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23.05.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı-karşı davacılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 28.10.2008 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesine göre davalılar tarafından şirket adına kayıtlı aracın müvekkiline devredileceğinin taahhüt edildiğini, davalı tarafın bu yükümlülüğü yerine getirmediğini ileri sürerek, araç bedeli olan 45.000 TL"nin 05.11.2010 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, araç müvekkilleri adına kayıtlı olmadığından davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacının protokole aykırı davranması nedeniyle aracı devir borcunun yerine getirilmediği savunarak, davanın reddi istemiştir. Karşı davada ise, taraflar arasındaki protokolün 2. maddesine göre şirketin devir tarihine kadar mevcut olan ve muhasebe kayıtlarında gözüken borçlarından müvekkillerinin sorumlu olacağını, buna karşılık devir tarihinden önce mevcut olup muhasebe kayıtlarında gözükmeyen borçlarından devreden davacının sorumlu olacağının düzenlendiğini, müvekkillerinin şirketin devir tarihinde muhasebe kayıtlarında gözükmeyen borçları ödemek zorunda kaldığını, protokole göre bu borçlardan davacı karşı davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 25.000 TL"nin ödeme tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsilini talep etmiş, karşı davacılar vekili ıslah dilekçesiyle, talep sonucunu 50.000,00 TL’ye çıkarmıştır.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında limited şirket hisse devir sözleşmesi nedeniyle düzenlenen protokole göre davalıların şirket adına kayıtlı aracı davacıya devretmeyi taahhüt ettiği, ancak davalıların devir borcunu yerine getirmediği, davacının davalılardan 32.500 TL alacaklı olduğu, protokolün 2. maddesinde şirketin devir tarihine kadar olan ve muhasebe kaydında yer alan borçlarından devralanlar, devir tarihinde mevcut olup şirketin muhasebe kaydında gözükmeyen borçlardan ise devreden ...’nun sorumlu olacağının düzenlendiği, devir tarihi itibariyle şirketin muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmemiş ancak mevcut olan ve hisse devrinden sonra ödenen 50.000 TL borç bulunduğu, karşı davacıların takas isteminde bulunduğu, davacının alacağını talep ettiği tarihte aracın değeri 32.500 TL olduğundan karşı davacının alacağının bu nispette azalacağı, bu durumda davacının alacağına temerrüte bağlı sonuçların uygulanmayacağı gerekçesiyle, davalılar tarafından davacıya ödenmesi gereken 32.500,00 TL"nin karşı davalının karşı davacılara ödemesi gerektiği 50.000,00 TL ile takas edilmesi nedeniyle bakiye 17.500,00 TL"nin karşı dava tarihi olan 27.12.2011 tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Asıl ve karşı dava limited şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne, davalılar tarafından davacıya ödenmesi gereken 32.500,00 TL"nin karşı davalının karşı davacılara ödemesi gerektiği 50.000,00 TL ile takas edilmesi nedeniyle bakiye 17.500,00 TL"nin karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş olup kendisini vekille temsil ettiren karşı davacı yararına 17.500,00 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiştir. Ancak mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, asıl davada kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken asıl davada davacı yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır. Yine karşı davada kabul edilen miktar 50.000,00 TL olmasına rağmen mahsup sonucu hükmedilen 17.500,00 TL üzerinden karşı davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiş ise de anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3 nolu bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Asıl davada davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 3.875,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacılardan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, Karşı davada karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 5.800,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacılara verilmesine, ” ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve kararın düzeltilmiş bu durumu ile ONANMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacılar ... ile ..."e verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 23.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.