11. Hukuk Dairesi 2016/12806 E. , 2017/2949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/12/2015 tarih ve 2014/1343-2015/956 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23.05.2017 günü hazır bulunan davacı asil ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı bankanın müvekkili ...’ya ait çek karnesini sahte yazılı talimata istinaden 3. bir şahsa verdiğini, verilen çek karnesinde bulunan çeklerin suçta kullanılması nedeni ile müvekkili ... hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açıldığını, diğer müvekkili ...’nın ise müvekkili ...’nın babası olup kızı hakkında soruşturma yapılan adliyede cumhuriyet savcısı olarak görev yapması nedeniyle manevi olarak üzüntüye uğradığını, evini ...’e taşımak durumunda kaldığını ileri sürerek, müvekkili ... için 40.000 TL manevi, müvekkili ... için 40.000, TL manevi, 15.000 TL maddi tazminatın 14.06.2006 tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın işlemleri nedeniyle davacı ... hakkında haksız yere dolandırıcılık suçundan dava açıldığı, davacının bundan dolayı büyük bir elem ızdırap yaşadığı, davacı ..."nın babası ...’nın ağır ceza mahkemesinde üç sefer tanık olarak dinlendiği ve söz konusu soruşturmalar zamanında ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı, kızına istinat edilen dolandırıcılık suçundan dolayı büyük elem ızdırap yaşadığı, yargı camiasında da bu olayın duyulduğu ve arkadaşlarının içine çıkamaz hale geldiği gerekçesiyle, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, davacının maddi tazminat talebinden vazgeçmesi sebebiyle maddi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı ... ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle zamanaşımı süresinin 10 yıl olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, davalı bankanın haksız eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin vazgeçme nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Ancak, manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. ve TBK 58. maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208)
Somut olayda davacı ..., davalı bankanın sahte talimatla çek defterlerini üçüncü kişiye teslim ettiğini ve bu çeklerin eski eşi Serdar tarafından doladırıcılık suçunda kullanılması nedeniyle hakkında ceza davası açıldığını ileri sürmüştür. Davalı bankaya isnat edilen eylem davacıya ve davacının yetkilisi olduğu şirkete ait iki adet çek defterinin sahte talimata istinaden dava dışı ...’a teslim edilmesidir. Davalı banka da, ..."a teslim edilen çeklere ilişkin bizzat ... tarafından da ödemeler yapıldığını, davacı ...’nın bu çeklerden haberdar olduğunu savunduğuna göre, mahkemece davalının bu savunması üzerinde durularak davacı ...’nın üçüncü kişiye teslim edilen çek yapraklarına ilişkin ödeme yapıp yapmadığının belirlenmesi, davacı ...’nın ödeme yaptığı ve çeklerden haberdar olduğunun tespiti halinde gerçekleşen zarar ile bankanın eylemi arasında illiyet bağı kurulamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalı bankanın bu savunması üzerinde durulmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak davacı ... yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabulü doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Ancak, mülga 818 sayılı BK"nın 49. ve TBK 58. maddesi uyarınca şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişinin uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat davası açabileceği düzenlenmiştir. Davalı bankanın davacı ...’ya ilişkin bir eylemi bulunmayıp, davacı ...’nın kızı ..."ya yönelik işlemler bakımından manevi tazminat istemesi mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece, davacı ...’nın manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı bankaya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.