3. Hukuk Dairesi 2018/5044 E. , 2018/13046 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı şirket tarafından satışa sunulan dava konusu taşınmazdan, ..."de yayınlanan gazeteler vasıtasıyla haberdar olduğunu, taşınmazın maliki dava dışı ...ile aralarında harici satış sözleşmesi imzaladıklarını, satış bedeline mahsup edilmek üzere dava dışı ..."a 09.12.2005 günü 2.000 Euro ödediğini, taşınmazın pazarlama işini yapan davalı şirkete de 16.02.2006 günü 19.150,50 Euro, 22.11.2005 günü 500 Euro olmak üzere toplam 19.650,50 Euro gönderildiğini, daha sonra sözleşmenin feshedilerek taşınmaz için ödenmiş tüm paraların kendisine iadesinin kararlaştırıldığını, ancak paraların iade edilmediğini, çekilen ihtarlara da olumsuz yanıt verilmesi üzerine 2.000 Euronun istirdatı için malik ... aleyhine dava açtıklarını, taleplerinin kabul edildiğini, hükmün kesinleştiğini belirterek; davalı şirkete ödediği toplam 19.650,50 Euronun, 19.150,50 Eurosunun 04.07.2008 tarihli ihtarname tarihinden, 500 Eurosunun dava tarihinden itibaren Euroya uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket, davacının ödemeleri yaptığı ... adlı şirketle ...İnşaat şirketi arasında hiç bir bağın bulunmadığından taraf ehliyetlerinin olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalı şirketle, davacının ödemeleri yaptığı şirketin ayrı şirketler olduğu, davacının davalı şirkete ödeme yaptığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 25.11.2013 tarih ve 2013/10781 E. - 2013/16471 K. sayılı ilamı ile "paranın ödendiği şirketin davalı şirketle bir ilgisinin bulunmadığı hususunda ispat yükünün davalıda olduğu kabul edilerek, davalıdan bu hususta delilleri sorulup, hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ispat yükü yanlış tarafa yüklenmek suretiyle, davacının davalı şirkete ödeme yaptığını ispat edemediği gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir." denilmek suretiyle mezkur mahkeme kararı
bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafça paranın ödenmiş olduğu dava dışı şirket ile davalı şirketin ilgisinin bulunduğu, ... isimli şirketin taşınmazların pazarlamasını ... ünvanıyla yaptığının tespit edildiği, ispat yükünün davalı taraf üzerinde olmasına rağmen paranın gönderildiği şirketin davalı şirketten ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu iddiasını ispatlayamadığından davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 26.05.2015 tarih ve 2014/16537E. - 2015/9560 K. sayılı ilamı ile "mahkemece ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek, davalıdan bu hususta delilleri sorulup, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden davalı tarafa delilleri var ise bildirmesi için süre verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı" gerekçesiyle, mahkeme kararı ikinci kez bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, bu kez davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; mahkemenin ilk kararında ve bozmaya uyarak verdiği son kararında, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, bahse konu şirketlerin ayrı tüzel kişiliğe sahip olduğunun belirtilmesi üzerine pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Oysa ki ilk bozma kararımızda da belirtildiği üzere, şirketlerin ayrı tüzel kişiliğe sahip olmasına rağmen aralarındaki bağın araştırılıp sonucu dairesinde hüküm kurulması gerektiği belirtilmesine rağmen bu husus gözetilmeden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.