5. Ceza Dairesi Esas No: 2014/3252 Karar No: 2016/6425 Karar Tarihi: 16.06.2016
Tefecilik - tehdit - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/3252 Esas 2016/6425 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık tefecilik ve tehdit suçundan yargılanmıştır. Mahkeme, Hazine'nin doğrudan zarar görmediği tehdit suçundan dolayı davaya katılmasının mümkün olmadığına ve temyiz etme yetkisinin bulunmadığına karar vermiştir. Tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç amacıyla ödünç para verilmesi yeterlidir. Ancak suçun unsuru olarak aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında yüksek miktarda paranın karşılıksız verilmesi gerekmektedir. Kararda, sanığın borç verdiği paranın faiz karşılığı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, kolluk marifetiyle araştırma yapılması, alacaklı olduğu icra takip dosyalarının tesbitiyle varsa takip borçlularının tanık sıfatıyla dinlenilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Mahkemenin eksik inceleme yaparak beraat kararı vermesi nedeniyle karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK 241, CMUK 317, CMUK 321 ve 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi.
5. Ceza Dairesi 2014/3252 E. , 2016/6425 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik, tehdit HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; Sanığa yüklenen tehdit suçundan doğrudan zarar görmeyen Hazinenin davaya katılması mümkün olmayıp, hükmü temyiz etme yetkisi de bulunmadığından, Hazine vekilinin bu suçtan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin tefecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: TCK"nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, bu bağlamda katılanın sanıktan 15.000 TL borç alıp karşılığında 30.000 TL bedelli senet verdiğini iddia etmesi, sanığın da 29/09/2011 tarihli mahkeme huzurunda verdiği beyanında 4.000 TL ve 5.000 TL olmak üzere iki kez borç para verdiğini karşılığında da senet aldığını savunması ve bu senetlerin Avukat Ali Anıl"da olduğunu ifade etmesi karşısında, adı geçen avukatın tanık olarak beyanına başvurularak suça konu senetlerin aslının istenmesi ile maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın faiz karşılığı borç para verip vermediğinin kesin olarak belirlenebilmesi amacıyla kolluk marifetiyle araştırma yaptırılması, alacaklı olduğu icra takip dosyalarının tesbitiyle varsa takip borçlularının tanık sıfatıyla dinlenilmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraat hükmü kurulması, Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.