11. Hukuk Dairesi 2016/271 E. , 2017/2932 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/06/2015 tarih ve 2013/319-2015/122 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin meydana getirdiği "...", "...", "..." ve "..." isimli edebi eserler üzerinde mali ve manevi hak sahibi olduğunu, davalının düzenleme işlemleri için teslim aldığı eserleri izin ve muvaffakat olmaksızın basıp çoğaltarak satışa arz ettiğini, ayrıca eserlerin profesyonel editör incelemesinden geçirilmeksizin tüm anlam ve derinlikleri yok edilecek tarzda yazım ve imla hataları ile basıma arzedildiğini ileri sürerek 4 adet eserin her biri için ayrı ayrı çoğaltma ve yayma haklarının karşılığı şimdilik FSEK"in 68. maddesi uyarınca 1.000 TL, 70/2. maddesi uyarınca 1.000 TL, 70/3. maddesi uyarınca 1.000 TL maddi tazminatın yayım tarihlerinden itibaren, FSEK"in 70/1. maddesi uyarınca 10.000 TL, Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun uyarınca 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari reeskont faizleri ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, sunulan e-mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere dava konusu eserlerin davacının izni ve muvaffakatı ile işlenip, basım, yayım ve dağıtımının yapıldığını, teamül uyarınca tanınmamış bir yazarın eserlerinin hiç bir yayıncı tarafından basılmadığını, bu durumda genellikle yazarın kitabı bastırdığını, bu kitapların dağıtılmaksızın yazara teslim edildiğini, somut olayda ise müvekkilinin tanışıklık ve ortak dostlar hatırına binaen davacının da izni ile kitapları basıp dağıtım şirketleri aracılığıyla dağıttığını, bilahare davacının talebi ile müvekkilinin elindeki tüm eserleri 2010 yılında davacının kardeşine teslim ettiğini, şu an piyasada bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 2004 ve 2005 yıllarında her bir kitap için 1.000 adet olmak üzere toplam 4.000 adet bandrol alındığı, mali haklara ilişkin sözleşmenin yazılı düzenlenmesinin geçerlilik ve sıhhat koşulu olduğu, ancak bazı durumlarda şekle aykırılığın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilebileceği, somut olayda taraflar arasındaki e-mail yazışmalarına göre davacının kitapları davalıya basım için teslim ettiği, bir kısmının sonradan davacıya iade edildiği, davalının anılan kitapları davacının rızasıyla bastığı, aradan uzun zaman geçtiği, Medeni Kanun"un 2 nci maddesi uyarınca herkesin haklarını kullanırken dürüst davranmak zorunda olduğu, dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, davacının mali haklarına sahip olduğu edebi eserlerin davalı tarafından izinsiz basım ve dağıtımın yapıldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları esas alınarak TMK"nın 2"nci maddesi uyarınca herkesin haklarını kullanırken dürüst davranmak zorunda olduğu, davacının uzun bir süre geçtikten sonra umuma arz, çoğaltma ve yayma haklarının ihlaline dayalı dava açmasının hakkın kötüye kullanılması mahiyeti taşıdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere FSEK"in 52"nci maddesi uyarınca eserden doğan mali hakların devri için mutlaka yazılı devir sözleşmesinin yapılması koşulu bulunmakta olup taraflar arasında böyle bir yazılı sözleşmenin varlığı iddia ve ispat edilemediğinden davalının, davacı eser sahibinin iznini almaksızın eser nüshalarının dağıtımını yapması yayma hakkının ihlali anlamına gelmektedir. Mali hakların ihlali sebebiyle açılacak davalar FSEK"in 68"inci maddesi uyarınca farazi sözleşme ilişkisi kapsamında yaptırıma bağlanmış olduğundan ihlal tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabi oluşu da gözetildiğinde davacının açtığı işbu davada hakkını kötüye kullandığından bahsedilemeyecek olup mahkemece yazılı gerekçe ile maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.