17. Hukuk Dairesi 2015/16373 E. , 2018/8915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı vekili; 05.03.2012 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın davacının sürücüsü olduğu araca çarpması sonucu davacının yaralanıp sakat kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL çalışma gücünün azalmasından kaynaklanan maddi tazminatın davalılar ... ve ..."den kaza tarihinden itibaren, davalı ...Ş."nden dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline; ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."den kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili; davalının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu ve manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davacının talebini tarafların kusur oranı belirlendikten sonra davalı ... şirketinden poliçe limiti kapsamında talep etmesi gerektiğini ve talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile 1.000,00 TL"nin davalı ... şirketi yönünden dava tarihi olan 10/09/2012 tarihinden, davalılar ... ve ... yönünden ise kaza tarihi olan 05/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.000,00 TL"nin kaza tarihi olan 05/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (2.bent hariç) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava dilekçesinde, alçı ustası olan davacının
12 yıldır bu mesleği yaptığını, kaza tarihinde günlük 60,00 TL kazandığını, şu anda da ... İnşaat adlı inşaat şirketinde çalışmakta olup günlük 80,00 TL ücret aldığını iddia etmiş; kolluk tarafından düzenlenen sosyal ekonomik durum araştırma tutanağında da davacının alçı ustası olarak çalışıp ayda 2.000,00 TL gelir elde ettiği belirtilmiştir. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen 31.07.2014 tarihli cevabi yazıda ise alçı işleri ustasının günlük ücretinin 01.07.2014 tarihi itibariyle 56,80 TL olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan raporda davacının alçı ustası olduğu kabul edilecek olur ise asgari ücretin 1,89 katı üzerinden, diğer halde asgari ücret üzerinden seçenekli şekilde hesaplama yapılmış, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama mahkemece hükme esas alınmıştır.
Davacı taraf gelir durumunun ispatı açısından tanıklarını dava dilekçesinde bildirerek tanık dinletme
talebinde bulunmuş ise
de mahkemece gelir durumunun yazılı belge ile ispatlanmasının gerektiği gerekçesiyle tanık dinleme talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu itibarla, davacı için yapılan gelir araştırması yetersizdir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece; davacının bu işi bir işverenin yanında hizmet sözleşmesi ile yürütebileceği ya da bağımsız olarak çalışıyorsa vergi mükellefi olarak çalışmasının gerekeceği gözetilmek suretiyle, davacının varsa kaza tarihinden önce bağlı olarak çalıştığı işyerinden en son gelirine ilişkin belgelerin ya da bağımsız olarak çalışması söz konusuysa, ilgili vergi dairesinden kazancına ilişkin belgelerin getirtilmesi, bu suretle temin edilen resmi belgelerdeki net kazancı dikkate alınarak tazminat hesabına esas gelirinin belirlenmesi gerekir. Asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği saptanabiliyorsa, saptanan gelir üzerinden; anılan yollarla gelirin saptanamadığı durumda ise, tanıkları da dinlenerek mesleği ve süresi belirlenebiliyorsa bu hususular gözönüne alınarak tüm deliller değerlendirilerek gelirinin belirlenmesi aksi halde asgari ücret üzerinden karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, (818 sayılı BK"nun 47. maddesi) 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, olay tarihi, olayın meydana geliş şekli, ekonomik ve sosyal durum, kusur ve maluliyet durumu dikkate alındığında davacı için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.