4. Ceza Dairesi 2017/17703 E. , 2020/19988 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanıklar ..., ... ve ..."e yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemleri ile sanık ..."e yükletilen kamu görevlisine hakaret ve sanık ..."a yükletilen kamu malına zarar verme eylemlerinden kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinde;
Sanıklara yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemleriyle, sanık ..."e yükletilen kamu görevlisine hakaret eylemi ile ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafii ile sanıklar ... ve ..."in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK’nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısım çıkarılmak suretiyle diğer yönleri usul ve Yasaya uygun bulunan HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanıklar ..., ... ve ..."e; müştekiler ...ve ..."a yönelik olarak yükletilen birlikte tehdit eylemleri ile sanık ..."e ve sanık ..."a yükletilen hakaret eylemlerinden kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinde ise;
a-Müştekiler ...ve ..."un, aralarında daha önceden husumet bulunan sanıklardan ..."in diğer sanıklarla birlikte; olay gecesi hastaneden çıktıkları sırada, motorsikletle önlerini keserek kendilerini tehdit ettiklerini iddia etmelerine rağmen, sanıkların alınan beyanlarında olay günü müştekileri gördüklerini, kendilerine işaret etmeleri üzerine peşlerinden karakola gittiklerini, ancak kesinlikle tehdit etmediklerini ifade etmeleri karşısında; birlikte tehdit eylemini gerçekleştirdiklerine ilişkin müştekilerin soyut beyanı dışında yeterli delil bulunmadığı halde sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri kurulması,
b-Mahkemece hükme esas alınan 01.09.2011 tarihli olay ve yakalama tutanağı içeriği ile tanık polis memurları ...,... "nın anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, sanık ..."in görevli polis memurlarına yönelik olarak hakaret eyleminde bulunduğuna dair delil bulunmamasına karşın, sanık hakkında hakaret eyleminden mahkumiyet hükmü kurulması, diğer sanık ..."ın hakaretinin ise yalnızca polis memuru ..."a yönelik olmasına rağmen, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... ve müdafii ile sanıklar ... ve ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.