11. Hukuk Dairesi 2017/1578 E. , 2017/2923 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 13/02/2017 tarih ve 2017/65-2017/63 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı limited şirketin ortağı olduğunu, diğer davalı ... tarafından şirkete alınmadığını, müdürlük görevini yerine getiremediğini, şirketi temsil edemediğini ileri sürerek şirketin tasfiyesine ve ortaklık payının kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; tasfiyesi istenen şirketin ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı ile tasfiyesine karar verildiğini, ilgili kararın temyiz edilmeden kesinleştiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; şirketin tasfiyesine karar verildiği, bu kararın kesinleştiği, davacının hukuki menfaatinin yokluğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Davalı şirket yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355. maddesi kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince davalı şirket yönünden esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan soyut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK 369/1 ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davalı gerçek kişi yönünden; Dava limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince daha önce aynı şirket hakkında verilmiş ve kesinleşmiş fesih ve tasfiye kararı bulunduğu gerekçesiyle davada hukuki yarar bulunmadığı belirtilmek suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak limited şirket fesih ve ihya davalarında şirket ortaklarına husumet düşmeyeceği gözden kaçırılarak davalı ortak ... aleyhindeki dava da yukarıda açıklanan aynı gerekçeyle reddedilmiştir. Bu durumda davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekirken hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi ve buna bağlı olarak istinaf başvurusunun esastan reddi doğru değilse de sonucu itibariyle doğru olan İlk Derece Mahkemesi’nin red kararının ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin 04.11.2016 tarih ve 2016/820 Esas ve 2016/830 Karar sayılı kararı kaldırılmak suretiyle açıklanan bu değişik gerekçe ile HMK 370/4. maddesi uyarınca onanmasına, karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı şirket yönünden verilen kararın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 370/4. maddesi uyarınca yukarıda açıklanan şekilde değiştirilen gerekçeyle ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 15.05.2017 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.